Resûl-i Ekrem’in sakalının sık olduğu (Müslim, “Feżâʾil”, 109), sakalını eninden ve boyundan kısalttığı (Tirmizî, “Edeb”, 17) ve Peygamber’in fiillerine uymada titizliğiyle bilinen sahâbeden Abdullah b. Ömer’in sakalını avucuyla tutup bundan fazla olan kısmı tıraş ettiği (Buhârî, “Libâs”, 64) bildirilmektedir.
Alimlerin hemen hemen hepsi sakal bırakmayı müminlerin ayırıcı özelliği ve dini bir hüküm olarak kabul etmişler ve sakal kesmeyi haram kılmışlardır. Hanefi mezhebinde ise bu konu mekruh olarak tanımlanmıştır.16 Kas 2022
«E1-Menhelü’l-azbü’l-Mevrûd, fi şerh-i Sünen-i Ebî Dâvûd» sahibi Şeyh Mahmûd el-Hattâb der ki: «Bundan dolayı sakalı kesmek, Müslümanların müctehid imamları olan Ebû Hanîfe, Mâlik, Şâfiî, Ahmed ve diğer zatlar indinde haram kabul edilmiştir».
Bu emir ve uygulamalardan tavsiye anlamını çıkaran Gazzâlî, İbn Hacer el-Heytemî, Şemseddin er-Remlî ve Hatîb eş-Şirbînî gibi âlimler sakalı kesmenin haram değil mekruh (Hanefîler’in terimiyle tenzîhen mekruh) olduğunu söylemiştir (Ebû Bekir b. Muhammed ed-Dimyâtî, II, 340; Cezîrî, II, 44).
Fakihlerin çoğunluğu sakal bırakmayı müslümanların şiârı ve dinî bir emir olarak görüp sakalı kesmeyi haram sayar; Hanefîler’de bu gibi durumlar için tahrîmen mekruh terimi kullanılır (İbn Âbidîn, II, 418; Cezîrî, II, 45, 46).
Cinsel münasebet sonrası temizlenmemiş yani boy abdesti almamış kişilere cenabet yani cünüp denmektedir. Cenabetken kabeyi tavaf etmek, Kuran’ı okumak, namaz kılmak gibi ibadetlerin yapılması haramdır. Ancak cenabetken besmele veya zikir çekilebilir. Ayrıca Rabbena Atina, Fatiha gibi ayetlerde ezberden okunabilir.15 Mar 2023
Muhammed (s.a.s.), cünüp olmakla müminin necis (maddeten pis) olmayacağını ifade etmiştir (Buhârî, Gusül, 23). Ancak cünüplük halinde olan bir kimsenin namazını geçirecek şekilde yıkanmayı geciktirmesi haram olduğu belirtilmiştir. Elini ağzını yıkamadan yiyip içmesi ise mekruh görülmüştür.21 Şub 2021
Ancak cenâbet hali zikir, tesbih ve dua gibi amellere engel teşkil etmediğinden cünüp olan kimsenin Kur’ân-ı Kerîm’de yer almış olsa bile bu tür metinleri dua ve zikir niyetiyle okuyup tekrar etmesinde sakınca görülmemiştir.
– Kur’an’ın yazılı sayfalarına dokunmak.
– Secde esnasında okunması vacip olan ayetleri okumak.
– Camiye girmek.
Ancak cenâbet hali zikir, tesbih ve dua gibi amellere engel teşkil etmediğinden cünüp olan kimsenin Kur’ân-ı Kerîm’de yer almış olsa bile bu tür metinleri dua ve zikir niyetiyle okuyup tekrar etmesinde sakınca görülmemiştir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…