Zinanın ahiretteki cezası birçok dine ve inanışa göre farklılık gösterir. İslam dinine göre, zina yapmak büyük bir günah olarak kabul edilir ve ciddi sonuçları olabilir. İslam’da zina, evlilik dışı cinsel ilişki anlamına gelir ve hem erkekleri hem de kadınları kapsar.
Kuran’da zina yapmanın cezası hakkında çeşitli ayetler mevcuttur. Bir ayette Allah, zina yapanların taşlanarak öldürülmesi gerektiğini belirtirken, başka bir ayette ise kamçılayarak cezalandırılmasını önerir. Bu cezalar, zina yapan kişilerin toplum tarafından utançla anılmasını sağlamaya yöneliktir.
Zina yapanlar, Allah’a ve evlilik bağlarına ihanet ettiği için ahirette büyük bir cezaya çarptırılacaklarına inanılır. İslam’a göre, zina yapmak ciddi bir günah olduğu için bu günahı işleyenler cehenneme gidecektir. Cehennem, İslam inancına göre sonsuz bir cezaya sahip olan bir yerdir. Bu ceza, kişinin günahlarına ve Allah’a karşı olan isyanına bağlı olarak değişebilir.
İslam dışındaki bazı inançlarda da zina büyük bir günah olarak kabul edilir. Hristiyanlık, zina yapmayı Tanrı’nın emirlerine karşı gelmek olarak görür ve ciddi sonuçları olduğunu öğretir. Benzer şekilde, Yahudilik de zinayı ahlaki bir suç olarak kabul eder ve bu günahı işleyenlerin cezalandırılması gerektiğini belirtir.
Zinanın ahiretteki cezası hakkında farklı inançlar ve toplumlar arasında çeşitlilik olduğu göz önüne alındığında, bu ceza genellikle kişinin inancına, toplumun değerlerine ve yaptığı zinanın niteliğine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Ancak genel olarak, zina yapmak ahlaki açıdan yanlış kabul edilen bir eylem olduğu için ahirette ciddi sonuçlar ve cezalarla karşı karşıya kalabilme ihtimali vardır.
Kur’an’da zina cezası Nur Suresinde cezalandırma ile ilgili şu sözler bulunur: « Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dininin koymuş olduğu hükmü uygulama konusunda onlara acıyacağınız tutmasın.
Bu durumda akîde “gönülden bağlanılan şey” anlamına gelir; bir terim olarak da “inanılması zaruri olan ilke” (iman esası, mü’menün bih) diye tarif edilebilir. Buna göre akaid, “İslâm dininin temel kaideleri, inanılması zaruri hükümleri” mânasına gelir. Bu temel kaidelerden bahseden ilme de akaid ilmi denilmiştir.
Akîde, Akâid veya İtîkâd (Arapça: عقيدة); İslam’da inanç olarak bağlanmayı gerekli kıldığına inanılan inanç esaslarının bütünü olarak bilinir. Akîde kelimesi Arapça “a-k-d” (عقد) kökünden gelip, “bağ”, “bağlama/bağlanma”, “düğümleme/düğümlenme” ve aynı zamanda “bağlılık” ve “sözleşme” anlamlarına da gelir.
Akîde, Akâid veya İtîkâd (Arapça: عقيدة); İslam’da inanç olarak bağlanmayı gerekli kıldığına inanılan inanç esaslarının bütünü olarak bilinir. Akîde kelimesi Arapça “a-k-d” (عقد) kökünden gelip, “bağ”, “bağlama/bağlanma”, “düğümleme/düğümlenme” ve aynı zamanda “bağlılık” ve “sözleşme” anlamlarına da gelir.
İslâm dininde inanılması gereken esasların bütünü ve bunları konu edinen ilmin adı. İnanmak, din adına tebliğ ettiği konularda peygamberi doğrulamak anlamında bir terim. İslâm dininin ana ilkelerini konu edinen ilim.
Akaid; İslam dininin temel esasları, inanılması zaruri hükümleri manasına gelir. Akaid aynı zamanda bu temel esaslardan bahseden ilmin de adıdır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…