Vitir namazında kunut duası bilmeyen ne okur?

Vitir namazı Müslümanların önemli ibadetlerinden biridir. Bu namazın son rekâtında okunan kunut duası da ayrı bir öneme sahiptir. Ancak bazı kişiler, kunut duasını bilmemeleri sebebiyle ne okuyacaklarını bilemezler. Bu durumda olanlar ne yapmalıdır?

Öncelikle, kunut duasının bilinmemesi bir problem olabilir, ancak çözümü oldukça kolaydır. Kunut duasını öğrenmek için çeşitli kaynaklardan faydalanabilirsiniz. İslam dini hakkında yazılan kitaplarda, İslami web sitelerinde ya da uygulamalarda kunut duası hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Bunların dışında, imamlar veya din görevlileriyle görüşerek, kunut duasını öğrenmek için yardım isteyebilirsiniz. Kunut duasının yazılı metinlerini kullanarak, sesli kaynaklarla dinleyerek veya video kaynaklarıyla izleyerek de öğrenebilirsiniz.

Ancak, kunut duasını bilmemek namazın geçersiz olmasına sebep olmaz. Vitir namazında, kunut duasını okumadan da namaza devam edebilirsiniz. Bunun yerine, Allah’a niyet edip Kur’an-ı Kerim’den kısa bir sure veya ayetler okuyabilirsiniz. Aynı zamanda, dua etmek için el açarak isteklerinizi Allah’a iletebilirsiniz. İçten bir niyetle ve samimiyetle yapılan ibadetler her zaman Allah katında değerlidir.

Öte yandan, kunut duasını bilmemek bir eksiklik olarak görülmese de, ibadetlerini daha tam ve mutlu bir şekilde yerine getirmek isteyenler kunut duasını öğrenmeye teşvik edilmelidir. İslam toplumunda, din bilginlerinin düzenleyeceği kurslar veya seminerler aracılığıyla kunut duasının öğrenimi teşvik edilebilir. Ayrıca, cami veya cemaatlerde ortak okunacak kunut duası belirlenebilir ve cemaate duayı öğreten kişi tarafından okunabilir.

Sonuç olarak, kunut duasını bilmemek namazın geçersiz olmasına sebep olmaz. Ancak, kunut duasının bilinmesi ibadetin daha tam ve anlamlı bir şekilde yapılmasını sağlar. Kunut duasını öğrenmek için çeşitli kaynaklardan faydalanabilirsiniz ve din görevlilerinden yardım alabilirsiniz. Öğrenme süreci, ibadetlerinizi daha da zenginleştirerek Allah’a olan yakınlığınızı artırabilir.

Kunut dualarını bilmeden vitir namazı nasıl kılınır?

Eğer bir kişi vitir namazının 3. rekatında okunan Kunut duasını bilmiyorsa ya da ezberleyemiyorsa “Rabbenâ âtina fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhireti haseneten ve qınâ azâbe’n-nâr” (Bakara, 201) ayetini okuyabilirler.7 Oca 2021

Kunut duaları olmadan vitir namazı kılınır mı?

Cevap: Vitir namazında elleri kaldırıp tekbir almak ve Kunut duası okumak vaciptir. Kişi bunu unutursa, rüku’da hatırlarsa tekrar kalkmasına gerek yok, devam eder.

Vitir namazında kunut duası yerine Rabbena okunur mu?

Evet, Rabbena duasıyla kılınan vitir namazı geçerlidir, kazası gerekmiyor. Özetle, Kunut duasını okuyamayanların veya okumayanların, “Rabbenâ âtinâ” duasını okumaları veya üç defa “Allahümmağfir lî” ya da “Yâ Rabbî” demeleri yeterlidir.28 Eki 2021

Âmîn dinimizde var mı?

“Âmîn”, Yüce Allah’ın kabul etmesini temenni etmek amacıyla duanın sonunda söylenen sözdür. Hz. Peygamber (s.a.s.), duanın sonunda “âmîn” denilmesini tavsiye etmiştir (Buhârî, Ezân, 111 [780]; Müslim, Salât, 72-75 [410]). Hanefî mezhebine göre Fâtiha’nın sonunda “âmîn”in gizli söylenilmesi sünnettir.

Islamda âmin var mı?

İslam’da âminin kullanımı nispeten daha az olmakla birlikte, Fatiha Suresi her okunduğunda âmin ile bitirilir. Ebu Hureyre’den aktarılan bir hadise göre Muhammed “İmam âmin dedikten sonra siz de âmin deyin; çünkü bir kimse meleklerle aynı anda âmin derse, tüm geçmiş günahları affedilir,” demiştir.

Âmîn Kuranda yok mu?

İbnü’l-Kelbî, s. 26-53) ve çok tanrılı başka toplumlarda da böyle bir olaya rastlanmaması (bk. ERE, X, 155-213), geleneğin vahdet dininden geldiğini gösteren diğer belirtilerdir. Âmîn kelimesi Kur’an’da geçmemektedir.

Dinimizde âmin anlamı nedir?

Âmin, “kabul buyur” demektir. Dualardan sonra “âmin” deme uygulaması sünnetle sabittir. Hz. Peygamber (s.a.s.), “İmam ‘âmin’ dediği vakit siz de ‘âmin’ deyiniz.

Peygamberimiz âmîn dedi mi?

“Âmîn”, Yüce Allah’ın kabul etmesini temenni etmek amacıyla duanın sonunda söylenen sözdür. Hz. Peygamber (s.a.s.), duanın sonunda “âmîn” denilmesini tavsiye etmiştir (Buhârî, Ezân, 111 [780]; Müslim, Salât, 72-75 [410]).