Aynı topraklara İsrail Diyarı veya Vadedilmiş Topraklar da denir.
Vadedilmiş Topraklar (İbranice: הארץ המובטחת, romanize: ha-Aretz ha-Muvtacha), Yahudilik’te Tanrı YHVH tarafından İbrahim’e ve soydaşlarına vadedilmiş bölgedir. Tam sınırları belli olmamakla beraber, günümüzde İsrail ve Filistin Devleti topraklarını oluşturan bölgenin Vadedilmiş Topraklar olduğu inancı yaygındır.
Vadedilmiş Topraklar (İbranice: הארץ המובטחת, romanize: ha-Aretz ha-Muvtacha), Yahudilik’te Tanrı YHVH tarafından İbrahim’e ve soydaşlarına vadedilmiş bölgedir. Tam sınırları belli olmamakla beraber, günümüzde İsrail ve Filistin Devleti topraklarını oluşturan bölgenin Vadedilmiş Topraklar olduğu inancı yaygındır.
Erets, bugün Arapçada kullanılan ve bizim dilimize de buradan geçen Arz kelimesinin karşılığıdır. Yani bugün Arz-ı Mev’ud (Vaat edilmiş Topraklar) kelimesindeki ‘Arz’ iddia edilen toprakların sadece İsrailoğulları’na ait olduğunu ifade etmektedir.
O ilk adımdı, yani İsrail devletinin bağımsızlık ilanı idi. İsrail’i, Maide suresinin 21-26. ayetlerine göre “vadedilmiş topraklar”a (Arz-ı Mevud) doğru genişletme ihtiyacı vardı. Buralar Filistin toprakları idi, dolayısıyla Filistinlileri kendi topraklarından kovulması meselesi vardı.17 May 2021
– İmâm’ul Embiyâ Seyyidina Muhammed.
– Ebu Bekri’s-Sıddiyk.
– Salmân-ı Fârisî
– Kâsım bin Muhammed.
– Cafer-i Sadık.
– Bayezid-î Bistamî
– Hâce Ebû’l Hasan Harakânî
– Ebu Ali Farmedi.
Nakşîliğin pîri Bahâeddin Nakşibend’in bir tarikat kurmayı düşünmediği ve bunu gerçekleştirmediği âşikârdır. Nitekim XV. yüzyılın sonlarında Abdurrahman-ı Câmî, Bahâeddin Nakşibend’in mensup olduğu, Hâcegân denilen tarikatın silsilesini Hâce Yûsuf el-Hemedânî ile başlatmıştır.
Bahâeddin Nakşibend’in üç halifesi Muhammed Pârsâ, Alâeddin Attâr ve Ya’kūb-i Çerhî tarikatın yayılmasında önemli rol oynamıştır. Değerli bir âlim ve müellif olan Muhammed Pârsâ, tarikatın ulemâ kesimi tarafından benimsenmesinde etkili olan ilk Nakşibendî şeyhidir.
(Raûf, 2011) Fakat kesin olan bir husus var ki, Mevlânâ Hâlid’in, yetiştirdiği yüzden fazla halifesiyle Ortadoğu’da meydana getirdiği hareketlilik, İmam-ı Rabbanî’den sonraki en aktif ve dinamik Nakşibendî mensubu olarak anılmasına sebep olmuştur.25 Ara 2017
– Seyyidinâ Hz. Ebû Bekir Sıddîk (r.a.)
– Hz. Selmân-ı Fârisî (r.a.)
– 3. Hz. Kâsım bin Muhammed (r.a.)
– Hz. Cafer-i Sâdık (r.a.)
– Beyazid-i Bistâmî (k.s.)
– Hz. Ebü l-Hasan Harkânî (k.s.)
– 7. Hz. Ebû Alî Farmedî (k.s.)
– 8. Hz. Yûsuf Hemedânî (k.s.)
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…