Uluğ Bey; Kadızâde Rûmî, Gıyaseddîn Cemşid el-Kâşi, Âli Kuşçu ve öteki astronomların işbirliğiyle¸ yıldızların gökyüzündeki konumlarını ve hareketlerini bildiren katalog/cetvel mahiyetindeki Zic-i Gürganî’yi (Zic-i Uluğ Bey) tam 12 yılda hazırladı.
Timur İmparatorluğu’nu 1447 yılında devralan Uluğ Bey, bir hükümdar olmasının yanı sıra zekâsı ve bilime olan ilgisi ile tanınmış, XV. yüzyılda ilmî araştırmaların uğrak yeri olan Semerkant Rasathanesi’nin kurucusu, ünlü bir matematikçi ve astronomdur.22 Şub 2020
Uluğ Bey, dönemi için önemli çalışmalara imza atmış bir astronom ve matematikçidir. Yaptığı çalışmalar, teleskobun icadına kadar geçen süre içinde tüm dünya bilim insanlarınca başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır.
Uluğ Bey’in asıl ilgi alanı matematik bilimidir. Özellikle geometrideki üçgen konusunda çeşitli araştırmalar yapmıştır. Tanjant ve sinüs cetvellerini Uluğ Bey’in oluşturduğu yönünde bilgiler vardır. Trigonometri ilmi üzerinde de çeşitli çalışmalar yaparak matematik biliminin öncüsü haline gelmiştir.19 Eyl 2022
Zīj-i Sulṭānī (Farsça:زیجِ سلطانی) veya Uluğ Bey Zici, Türk lider ve bilim insanı Uluğ Bey tarafından 1438-1439’da yayınlanan bir Zic astronomik tablo ve yıldız kataloğudur. Semerkant’ın Uluğ Bey Gözlemevinde Uluğ Bey’in himayesinde çalışan bir grup Müslüman astronomun çalışmalarının ortak ürünüdür.
“Takvim-i Vekayi” adıyla yayınlanan ilk resmi gazete, II. Mahmud döneminde 1831 yılında çıkarılmış olup 7 Şubat 1921 yılında “Ceride-i Resmiye” adıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk resmi gazetesi olacaktır.
Bahçekapı’da bir matbaada basılan gazete, matbaanın altındaki bir tütüncü dükkânından satılıyordu. Ahmed Vefik Paşa, Ziya Paşa ve Refik Bey’in sık sık bu gazetede yazıları yer aldı. Bu yazılarda Osmanlı toplumunun geri kalma nedenleri ve ülkede olup bitenler tartışılıyordu.
Takvim-i Vakayi’den 30, Ceride-i Havadis’ten 20 yıl sonra 21 Ekim 1860’da yayın hayatına başlayan Tercüman-ı Ahval gazetesi, Osmanlı’da özel sermaye ile çıkartılan ilk gazetedir. Gazetenin kurucusu ve sahibi Agâh Efendi’dir.
Gazetenin amacını ve yayın politikasını açıklayan “Mukaddime” de Şinâsi tarafından kaleme alınmıştır. Böylece Türk basınında imzalı başyazı geleneğini ilk başlatan gazete Tercümân-ı Ahvâl olmuştur.
Journo’da Türkiye’nin ilk gazetelerini anlatırken “Osmanlı döneminde bir Türk’ün çıkardığı ilk özel gazete” olan Tercüman-ı Ahval’e değinmiştik. Bu gazeteyi 1860’da Agâh Efendi ile kuran İbrahim Şinasi Efendi’nin, bu sayede Türkiye’ye ilk kez noktalama işaretlerini öğrettiğini de anlatmıştık.21 Eki 2023
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…