“Tuğra çeken kimdir?” sorusu, Osmanlı İmparatorluğu’nda hükümdarların tuğralarını tasarlayan ve çeken kişiyi ifade etmektedir. Osmanlı’nın köklü ve gösterişli imparatorluğu boyunca, tuğralar önemli bir sembol olarak kullanılmış ve hükümdarın imzasını temsil etmiştir.
Tuğra çeken kişiye, “Tuğrakeş” veya “Tughrazen” denilmektedir. Bu kişi, Osmanlı sarayında görev yapan bir ressam veya hattat olabilirdi. Tuğra, hattatlar tarafından özenle ve ustalıkla çizilen bir tür kaligrafi sanatıdır ve çekilmesi oldukça zaman alır.
Tuğra çeken kişi, Osmanlı hükümdarı tarafından atanan ve özel bir yeteneğe sahip olan bir kişi olurdu. Bu kişinin öncelikli görevi, hükümdarın tuğrasını tasarlamak ve çizmekteydi. Tuğra, hükümdarın isminin baş harfini ve sembollerini içeriyordu ve hem bir imza hem de bir koruyucu amulet olarak kullanılıyordu.
Tuğra, hükümdarın yönetimindeki topraklarda resmi belgelerin üzerinde ve özel eşyalarında kullanılıyordu. Ayrıca, tuğra sikkelerde ve mimari yapıların üzerindeki süslemelerde de yer alırdı. Özenle tasarlanan tuğralar, hükümdarın yetki ve gücünü göstermekteydi.
Osmanlı hükümdarları, tuğralarını dikkatlice seçer ve kişisel imajlarını yansıtan sembollerle süslerdi. Tuğra çekme süreci, ayrıntılı bir çalışmayı ve sanatsal beceriyi gerektirirdi. Ressam veya hattat, genellikle sarayda özel olarak yetiştirilen ve bu konuda uzmanlaşan bir profesyoneldi.
Sonuç olarak, “Tuğra çeken kimdir?” sorusu Osmanlı İmparatorluğu’nda hükümdarların tuğraları tasarlayan ve çeken kişiyi ifade eder. Bu kişi, hattat veya ressam olarak görev yapan ve hükümdarın imzasını temsil eden özel bir yeteneğe sahip kişi olarak tanımlanabilir. Tuğralar, Osmanlı hükümdarlarının yetki ve gücünü gösteren önemli semboller olarak kullanılmıştır.
Vezir-i Azam: Padişahtan sonra en yetkili olan kişiydi. Vezirler: Devlet işlerini yürütmek için sadrazama yardımcı olan kişilerdir. Kazasker: Vezirlerden sonra gelen kişilerdi. Kazasker, büyük davalara bakardı.26 May 2021
Osman Gazi ve Orhan Gazi devlet işlerinde kendilerine yardımcı olmak üze- re kardeşlerini vezir olarak atamışlardır. I. Murat zamanında ikinci bir vezir daha atanınca birincisine vezir-i âzam denmeye başlanmıştır1. Bu makama şehzadelerden sonra dışarıdan vezir yapılan ilk kişi Çandarlı Kara Halil Paşa’dır2.
Nişancı (Osmanlıca: نشانچی), Osmanlı Devleti’nin devlet yönetiminde Divan-ı Hümayun’a katılan görevlilerden biridir. Nişancı, Kalemiye sınıfının başıdır. Nişancı, pâdişâh adına yazılacak fermanlara, beratlara, nâmelere, hüküadârın iazâsı demek olan tuğrayı çekmekle görevlidir.
Kimi kaynaklara göre Alâeddin Bey, vezirlik sisteminin kurulmasına rol oynamış bir kişidir ve Osmanlı’nın ilk veziridir; ayrıca “paşa” unvanını kullanan ilk hanedan mensubudur.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…