Tazir cezası, genellikle İslam hukukuna dayanan bir hukuki kavramdır ve suçun mahiyetine göre uygulanır. Tazir cezası, suçun cürmüne göre adaletin sağlanması amacıyla verilen bir ceza türüdür. Ancak, birtakım durumlarda tazir cezasının uygulanması mümkün olmayabilir.
Tazir cezası, genellikle kişinin hükümet kurallarını ve yasaları ihlal ettiği durumlarda uygulanır. Bununla birlikte, bazı durumlarda tazir cezasının uygulanması mümkün olmayabilir. Öncelikle, suç işleyen kişi akıl hastası veya zihinsel engelli ise, tazir cezası uygulanmaz. Bu kişilerin ceza sorumluluğu olmadığı düşünülerek, onlar için başka bir ceza türü belirlenir.
Aynı şekilde, çocukların da tazir cezasıyla cezalandırılması mümkün değildir. Çocuk suçluların özel koruma altında olması ve rehabilite edilebilmesi amacıyla daha farklı ceza yöntemleri uygulanır. Genellikle eğitim ve rehabilitasyon programlarına tabi tutularak, suç işlemelerinin önlenmesi hedeflenir.
Diğer bir grup insan da engelli veya hastalık nedeniyle suç işleyebilir. Bu tür suçlular da tazir cezasından muaf tutulurlar. Bu kişilere yardım edilmesi, tedavi edilmeleri veya rehabilitasyon programlarına katılmaları sağlanabilir.
Son olarak, tazir cezasının uygulanmayacağı bir diğer durum da affedilme veya sulh gibi sebeplerdir. Yani, mağdur veya kamu otoritelerinin suçluyla anlaşma sağlaması durumunda tazir cezası yerine anlaşmaya dayalı başka bir ceza türü uygulanabilir.
Tazir cezası, suçun mahiyetine ve suçlunun durumuna göre uygulanan bir ceza şeklidir. Ancak, akıl hastası, çocuk, engelli veya hastalık nedeniyle suç işleyen kişiler ve affedilme durumunda tazir cezası uygulanmaz. Bu kişilere özel ceza yöntemleri veya başka ceza türleri uygulanır.
Tâzir; lügatte azarlama, aşağılama, tahkir gibi anlamlara gelir, fıkıh terminolojisinde fâsıklık olarak nitelendirilen, küçük günahların sürekli işlenmesi ya da daha büyük cezayı gerektirmeyen büyük günahlara belirli bir sınırı ve ölçüsü olmadan, hakim takdiri ile verilen cezaların adıdır.
Hadd suçları arasında hırsızlık, yasa dışı cinsel ilişki veya tecavüz, yasa dışı cinsel ilişkiye ilişkin kanıtlanmamış suçlamalarda bulunma, alkol, dinden dönme, yol kesme ve sarhoş edici maddeler içme sayılabilir.
c) Yargıcın takdirine bırakılmış olan cezalar (Tazir): İslâm ceza hukukunun bazı suçlara değişmez, belli cezalar tayin etmiş olduğunu gördük. Bu suçlardan başka da daha birçok eylemler vardır ki bunlar da suç sayılırlar, ancaik bunlara verilecek ceza yargıcın takdirine bırakılmıştır.
Suç. Ta’zîr konusu suçlar farzları terk veya haramları işleme şeklinde ortaya çıkan mâsiyetlerden oluşur. İbadetlerde ve aileyle ilgili muâmelâtta kefâret gerektiren mâsiyetler ta’zîr cezası kapsamı dışındadır. Ayrıca had ve kısas uygulanan suçlarda ta’zîr cezası aslî ceza şeklinde uygulanamaz.
Keşfi “üstü kapalı olan şeyin açılması ve gözle görülür hale gelmesi” şeklinde tarif eden Ebû Nasr es-Serrâc (el-Lümaʿ, s. 422) mükâşefeyi de yakīn olarak anlar (bk. YAKĪN). Nûrî’ye göre kalbin mükâşefesi Hakk’a ermektir.
“Ehl-i Dünya” tabiri, Allah’tan gaflet edip, dünya için ahiretini unutan insanları temsil ediyor. Bu tabirin çekirdekten ağaca kadar çok aşama ve dereceleri var. Kafirden tutun ta günahkar bir Müslümana kadar her tipte insan bu tabirin içine girer.27 Eki 2018
Peygamber’in ev halkı, ailesi ve soyu demektir. Ehl-i Beyt yerine “ehl” kelimesinin eşanlamlısı olan “âl” kelimesi getirilerek Âl-i Beyt (ev halkı), Âl-i Muhammed (Hz. Peygamber’in ailesi), İtretü’n-Nebî (Hz. Peygamber’in soyu) gibi ifadeler de kullanılır.
Kabirleri ziyaret eden kimse, kıbleye veya ölülerin yüzüne karşı dönerek ” es Selâmu aleyküm yâ ehlel kubûr. Ve innâ inşâallahu biküm le-lâhikûn ” (Ey kabir halkı! Allah’ın selâmı üzerinize olsun. İnşâallah biz de size (bir gün) kavuşacağız.)
Kubur kelimesi Arapça kabirler demek, ehl-i kubur ise kabir ehli, yani mezarda yatanlar.29 Oca 2021
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…