– 12.yy.: Hoca Ahmet Yesevi.
– 13.yy.: Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli.
– 14.yy.: Kaygusuz Abdal.
– 15.yy.: Hacı Bayram-ı Veli, Eşrefoğlu Rumi.
– 16.yy.: Pir Sultan Abdal.
– 17.yy.: Niyaz-ı Mısrî, Sinân-ı Ümmî, Hüdâi.
– 18.yy.: Sezai.
Halk edebiyatının “tasavvufi halk edebiyatı” ya da “tekke edebiyatı” denilen türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Ama Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir.
Bunlara da tekke şiiri adını vermektedir. (1968; 183–84) Önemli temsilcileri arasında Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Hatayî, Hacı Bayram Velî, Eşrefoğlu Rumî, Ahmed Sarbân, Ümmî Sinân, Üftâde, Pir Sultan Abdal, Aziz Mahmûd Hüdâyî, Niyâzî-i Mısrî Sezâî-i Gülşenî gibi isimler sayılmaktadır.
Tekke edebiyatının ilk örnekleri Ahmed Yesevî’nin hikmetleriyle ortaya çıkmıştır. Ahmed Yesevî bu şiirleriyle Taşkent ve Siriderya çevresinde büyük bir nüfuz kazanmış, İslâmiyet’i halkın anlayacağı bir dille anlatmış, gönüllere hitap ederek İslâmiyet’i büyük kitlelere sunmuştur.
Arapça – Farsça sözcükler, Halk edebiyatının en çok bu bölümünde kullanmıştır. Bunların bir bölümü tasavvuf terimleridir. Bu geleneğin en önemli temsilcileri; Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan Abdal, Abdal Musa, Hacı Bayram-ı Veli, Hüdai, Abdû Furkan, Sezai ve Turabi’dir.
Sebîlürreşâd, İslamcılık fikriyatını yaymak için 1908 Ağustos’unda Mehmet Âkif Ersoy’un desteği ile Eşref Edip Fergan’ın başyazarlığında Sırat-ı Müstakim adıyla çıkarılmaya başlanan ve Millî Mücadele yıllarında öncü yol oynayan dergi.
Bu minvalde 1925’e kadar yayım hayatını sürdüren dergi Takrir-i Sükûn Kanunu’yla birlikte kapatılmıştır. İşbu döneminde haftalık olarak 641 sayı neşredilmiştir. 183. Sayıdan itibaren dergi Sebilürreşâd ismiyle yayımlanmıştır.
Sözlükte “anayol; doğru ve apaçık yol” mânalarına gelen sırât ile “dengeli ve dosdoğru” anlamındaki müstakīm kelimelerinden oluşan sırât-ı müstakīm “apaçık, dosdoğru ve hak yol” demektir. Burada yol kelimesinin dosdoğru diye nitelendirilmesi onun “hedefe ulaştıran en kısa yol” anlamına geldiğini gösterir.
Sözlükte “anayol; doğru ve apaçık yol” mânalarına gelen sırât ile “dengeli ve dosdoğru” anlamındaki müstakīm kelimelerinden oluşan sırât-ı müstakīm “apaçık, dosdoğru ve hak yol” demektir. Burada yol kelimesinin dosdoğru diye nitelendirilmesi onun “hedefe ulaştıran en kısa yol” anlamına geldiğini gösterir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…