Uygulamanın kaynağı, tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. Sünnete dair en eski illüstrasyon Mısır’da bulunmuştur ve tarihi MÖ 2400’e kadar gitmektedir. Erkeklerin sünneti Yahudi inancında mecburidir, pek çok Müslüman topluluğu ve bazı Hristiyan topluluklarında ise gelenekselleştirilmiştir.
Hristiyan toplumlarda ise sünnet genellikle isteğe bağlı yapılmaktadır. Ancak, Mısır’daki Kıpti topluluğu gibi Afrika’daki bazı Hıristiyan gruplar, ABD’deki bazı Protestan mezhepler ve Filipinler’deki Katolikler sünneti dinen gerekli olarak kabul ediyorlar.
Sünnet Neden Yapılır? Sünnet, birçok Yahudi ve Müslüman ailenin yanı sıra Afrika ve Avustralya’daki bazı yerli kabileler için dini veya kültürel bir ritüeldir. Sünnet aynı zamanda bir aile geleneği, kişisel hijyen veya koruyucu sağlık bakımı meselesi olabilir.
Peygamber’in sünnetli doğduğu yaygın şekilde kaydedilmekle birlikte yedi günlükken dedesi Abdülmuttalib tarafından sünnet ettirildiğine dair rivayetin daha kuvvetli olduğu belirtilir (İbn Kayyim el-Cevziyye, s. 140-144).
İslam âlimlerinin çoğunluğu, sünnet olmanın vacip olduğunu söylerken Hanefiler bunun meşru bir mazeret olmadıkça terk edilmemesi gereken bir sünnet-i müekkede olduğunu vurgulamışlardır. Bu itibarla sonradan Müslüman olan ya da küçükken sünnet olamamış bir kimsenin sünnet olması gereklidir.
Âdem’den sonra dünyaya gönderilen ikinci, dünyada doğan ilk peygamberdir. Kabil’in Habil’i öldürmesinden beş yıl sonra diğer kardeşlerinin aksine ikiz olarak değil, tek başına doğmuştur. Şit’in bir ismi de Şis’tir.
İsrâiliyat kaynaklarından hareketle hakkında bilgi edinilen Şît (Ar. Şîs̱, İbr. Şet) Hz. Âdem’in Hâbil’in ölümünden sonra doğan oğludur. İbrânîce Şet isminin “belirlemek, yerleştirmek; bahşetmek” mânasındaki fiille ilişkili olduğu ifade edilmiştir (Tubach, s. 187).
Ayrıca Şît’in Hazura ile evlendiğine ve ondan Yaniş adlı bir oğlu ile Na’mete adlı bir kızının doğduğu nakledilir (a.g.e., I, 163).
Kur’an’da geçen nebî ve resul kavramlarının aynı anlamda kullanılmasına karşılık hadislerde nebî ile resul arasında farklılık bulunduğu, resullerin sayısının 313’e (veya 315), nebîlerin ise 124.000’e ulaştığı belirtilmiş (Müsned, V, 187, 266; Buhârî, “Tevḥîd”, 19), bu da kitap ve şeriat verilenlerin resul, onların …
Adem, İdris, Nuh, Hud, Salih, İbrahim, Lut, İsmail, İshak, Yakub, Yusuf, Eyüp, Şuayb, Musa, Harun, Zul-Kifl, Davud, Süleyman, İlyas, Elyesa, Yunus, Zekeriya, Yahya, İsa ve Muhammed.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…