“Sıtkı mı Sıdkı mı?” başlığı altında kaleme alınan makalede, Türk edebiyatının önemli yazarlarından Peyami Safa’nın romanı olan Sözde Kızlar’ın ana karakterlerinden biri olan Sıtkı’nın adıyla ilgili bir analiz sunulmaktadır. Makalede, Sıtkı’nın yapısı, kişiliği ve adının yansıttığı anlamlar incelenerek, neden bu ismin tercih edildiği üzerinde durulmaktadır.
İlk olarak, Sıtkı karakterinin roman içindeki davranışları ve düşünceleri analiz edilmektedir. Sıtkı’nın sert, disiplinli ve geleneklere bağlı bir kişiliğe sahip olduğu belirtilir. Kendisini toplumun kurallarına uymakla sorumlu hisseden Sıtkı, ahlaki değerlere önem veren bir bireydir. Makalede, karakterin bu özellikleriyle, adıyla uyumlu bir şekilde anlatıldığı vurgulanmaktadır.
Makalede, bir süre sonra Sıtkı’nın adının Sıdkı şeklinde yazıldığından bahsedilir. Bu durumun, Sıtkı karakterinin evrimine de bir işaret olduğu belirtilir. İlk başta katı ve kurallara bağlı olan Sıtkı, zamanla daha esnek bir karaktere dönüşmektedir. Makalede, bu adın değişimiyle birlikte Sıtkı’nın yaşadığı iç çatışmaların, kişisel gelişiminin ve toplumsal yapıya uyum sağlama çabalarının da vurgulandığı görülmektedir.
Son olarak, Sıtkı adının seçimi üzerinde durulur. Makalede, Peyami Safa’nın karakter adlarını özenle seçtiği ve bu seçimlerin karakterlerin kişiliklerini, davranışlarını ve iç dünyalarını yansıttığı ifade edilir. Sıtkı adının seçimiyle, karakterin sıkı ahlaki değerlerle donatılmış, kendisini disipline etmeye çalışan bir birey olduğu vurgulanır. Ayrıca, Sıtkı’nın adının değişmesiyle karakterin evrimini yansıtması, yazarın anlatmak istediği toplumsal ve psikolojik mesajı güçlendirdiği ifade edilir.
Makalenin sonuç bölümünde, “Sıtkı mı Sıdkı mı?” sorusunun cevabının, karakterin evrimi ve kişisel gelişimi ile ilgili olduğu belirtilir. Makalede, Sıtkı karakterinin adının taşıdığı anlamın, onun kişiliğini anlamamıza yardımcı olduğu ve romanın okuyucuya derin bir düşünce deneyimi sunduğu sonucuna varılır.
peygamberlerin sıfatlarından biridir. arapça bir üçlü kök. normal bir sadakati, körü körüne bir bağlılığı değil, insanın doğru ve hakikat olana bağlılığı anlamına gelir. bu yüzden mesela bir kölenin efendisine bağlılığı aslında sıdk değildir.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan sıdk kelimesi hakikati dile getiren yalansız söz manasına gelir. İlk halife Hz. Ebu Bekir’in lakabı olan es- Sıddık ismi de bu kelimeden türetilmiştir. Sıddık, her zaman hakikatten yana olan, kendi zararına bile olsa gerçeği söyleyen, dürüst ve doğru sözlü anlamına gelir.20 Tem 2021
Günümüzde biri, “hoşlanmadığı, güveninin sarsıldığı” kimse için “Ondan sıd kım sıyrıldı.” der. Yazımı ise genellikle “Ondan sıtkım sıyrıldı.” biçimindedir. Aslında sıtkım Türkçenin ses düzenine uygundur.
Zındık (Arapça: الزنديق), İslam kültüründe Tanrı’ya ve ahirete inanmayan kişidir. Terim, Arap olmayan kültürlerden İslam kültür havzasına geçmiş fakat Kur’an ve hadislerde geçmemektedir. İslam literatüründe ilk kez Ali zamanında yaşanan bir olay münasebetiyle zındıklardan söz edildiği belirtilmiştir.
İslam ceza hukukunda “küfrü gerektiren inançlar taşıdığı hâlde Müslüman görünen kimse” olarak tanımlanan “zındık”[1], bazen “mürted” yani “dinden dönen” ve bazen de “münafık”ın muadili olarak kullanılmıştır. Kelimenin kökenine dair muhtelif görüşler ileri sürülmüştür[2].
Zındık kelimesi Türkçede ‘ahlaksız, kavgacı ve kötü kişi’ şeklinde kullanılmaktadır. Aynı zamanda ‘Tanrı’ya ve ahirete inanmayan (kimse) olarak da geçmektedir. Bunlar halk arasında en çok ve en fazla değerlendirilen anlamıdır.30 Mar 2020
Zındık kelimesi tabakât ve ricâl eserlerinde de, Maniheizm ve Seneviyye gibi din ve fırkalara mensup olduğu halde Müslümanmış gibi görünen kişiler için kullanılmıştır.30 Haz 2021
Zındık (Arapça: الزنديق), İslam kültüründe Tanrı’ya ve ahirete inanmayan kişidir. Terim, Arap olmayan kültürlerden İslam kültür havzasına geçmiş fakat Kur’an ve hadislerde geçmemektedir. İslam literatüründe ilk kez Ali zamanında yaşanan bir olay münasebetiyle zındıklardan söz edildiği belirtilmiştir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…