7 Sihrind kelimesi, Hintçe’de aslan ormanı anlamına gelmektedir. Telaffuzu kolaylaştır- mak için “Serhend”e dönüşmüştür. Günümüzde bu şehir Pakistan sınırları içerisinde bulunan Lahor ile Hindistan’ın başkenti olan Yeni Delhi yolu üzerinde bulunan büyük bir şehirdir.
Rabbânî, onlarca mürşit yetiştirip Hindistan’ın değişik bölgelerine göndererek halkı irşat ettirdi. Ehl-i Sünnet inancıyla yaşayıp yeni kavramlarla tasavvuf ıstılahını genişletti. Mektuplarında yaşadığı tecrübeleri anlatmasıyla sonraki sûfîlerin bir ıstılahî kaynağa sahip olmasını sağladı.
İmam Rabbanî, ilahiyat konusunda temelde hanefî-matüridî çizgide yer alır. Mektuplarında İmam Ebu Hanife’nin adını zikrederek atıfta bulunması bunun en açık göstergesidir. Zaten yaşadığı yer özellikle hanefi mezhebinin hakim olduğu bir bölgedir.
Soyunun ikinci halifeye dayandığını iddia eden Kâbil asıllı bir aileye mensuptur. Tasavvufa ve özellikle vahdet-i vücûda dair birkaç risâlenin müellifi olan babası Çiştiyye ve Kādirî şeyhi idi.
Dîn-i İlâhî adlı bu yeni oluşumun çok yaygınlaşmaması İmam-ı Rabbânî’nin başarısı kabul edilir. Ekber Şah’tan sonra yerine geçen oğlu Cihangir Şah, ordu içinde mürit sayısı arttığı için vezirleri tarafından bir tehdit oluşturduğunun söylenmesi üzerine Rabbânî’yi hapse attırmıştır.
Kefen ve cenazeye güzel kokular sürüldükten sonra tekfin aşamasına geçilir. Tekfin aşaması kefenleme yapılması anlamına gelir. Bu esnada kullanılan kefen takımı erkekler için üç, kadınlar için ise beş parça bezden oluşur.
Erkekler için, kamis, izar, lifafe; kadınlar için ise, kamis, izar, lifafe, baş örtüsü ve göğüslerin üzerine bağlanan bezden ibarettir. Yeteri kadar bez bulunamayacak olursa, erkekler için izar ve lifafe, kadınlar için de izar, lifafe ve baş örtüsü kâfi görülür. Bu kadar da bulunamazsa, cenaze bir beze sarılıp gömülür.
Erkekler için, kamis, izar, lifafe; kadınlar için ise, kamis, izar, lifafe, baş örtüsü ve göğüslerin üzerine bağlanan bezden ibarettir. Yeteri kadar bez bulunamayacak olursa, erkekler için izar ve lifafe, kadınlar için de izar, lifafe ve baş örtüsü kâfi görülür. Bu kadar da bulunamazsa, cenaze bir beze sarılıp gömülür.
Erkeğin kefeni kamîs, izâr ve lifâfe adı verilen üç parça bezden oluşur. Kamîs boyun kısmından ayaklara kadar uzanan ve gömlek yerine geçen, izâr da don veya eteklik yerini tutan ve baştan ayağa kadar uzanan bir bezdir. Lifâfe ise sargı yerinde olup baştan ayağa kadar uzanarak baş ve ayak taraflarından düğümlenir.
Ölen kimsenin yıkanıp genelde beyaz olan temiz bir beze sarılarak gömülmesi çevre temizliği, sağlık, insan saygınlığının korunması, ölünün yakınlarının hâtıralarına saygı, ölümün hatırlanması gibi hikmetler taşıdığından hemen bütün din ve medeniyetlerde cenaze kültünün önemli bir öğesini teşkil eder.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…