Abdülazîz’in halifeliğine kadar olan Emevîler döneminde cuma hutbelerinde bazı sahâbîlere hakaret içeren ifadeler kullanılmaktaydı. Ömer b. Abdülazîz bu tür ifadeleri “teraddî”ye yani radıyallāhu anh (Allah ondan razı olsun) şeklinde duaya çevirmiştir.
Radıyallahu anh, Allah (c.c.) ondan razı olsun demek için kullanılan bir ifadedir.11 Haz 2021
Abdülazîz’in halifeliğine kadar olan Emevîler döneminde cuma hutbelerinde bazı sahâbîlere hakaret içeren ifadeler kullanılmaktaydı. Ömer b. Abdülazîz bu tür ifadeleri “teraddî”ye yani radıyallāhu anh (Allah ondan razı olsun) şeklinde duaya çevirmiştir.
(Ar. raḍiye “râzı olsun”, Allāh ve ‘anhu “ondan” ile raḍiyallāhu ‘anh) Din büyüklerinden bahsederken “Allah ondan râzı olsun” anlamında kullanılan duâ sözü [Adı geçen kişi veya kişilere göre radıyallâhu anhâ – anhüm – anke… şekilleri de vardır].
Radıyallāhu anh, Allah ondan razı olsun demektir, sahabeler ve bazı büyük zatlar için söylenir.5 May 2021
Özet: Mürcie, eski ve yeni mezhepler tarihi kitaplarında müstakil ana mezhep- lerden biri olarak yer alır. Yine aynı kaynaklarda birden fazla kolları sıra- lanır. Ebû Hanîfe gibi tarihte önemli isimler, kendileri kabul etmese de, bu mezhebe nispet edilirler.
Siyâsî ve itikadî bir fırkanın adı olarak şöyle tanımlanabilir: “Mürcie, Hz. Osman ve Hz. Ali başta olmak üzere bütün büyük günah işleyenlerin durumlarını Allah’a bırakarak, onların cennetlik veya cehennemlik oldukları konusunda hiç bir fikir ortaya koymayan kimseler ve topluluklara verilen müşterek bir isimdir.
Siyâsî ve itikadî bir fırkanın adı olarak şöyle tanımlanabilir: “Mürcie, Hz. Osman ve Hz. Ali başta olmak üzere bütün büyük günah işleyenlerin durumlarını Allah’a bırakarak, onların cennetlik veya cehennemlik oldukları konusunda hiç bir fikir ortaya koymayan kimseler ve topluluklara verilen müşterek bir isimdir.
Bu görüşte olanlara göre, büyük günahı işleyen kimse kâfir değil; günahkâr mü’mindir. Onun hakkındaki son hüküm Allah’a aittir. Onu isterse affeder, isterse cezalandırır. İşte bu görüşlerinden dolayı Ebu Hanife de yanlış olarak Mürcie arasında zikredilmiştir.
Bunlara göre, mürcie, “taatın kâfire bir faydası olmadığı gibi, günahında imana bir zararı yoktur” şeklindeki ilkeyi kabul etmek suretiyle büyük günah işleyen kimseye ümit vermiştir. Bu nedenle onlara “ümit verenler”anlamında Mürcie denmiştir. Diğer bir görüşe göre ise, imamet konusunda, Hz.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…