Peygamberimiz Hz. Muhammed, ölülerin ruhlarına okunan sureler ve duaların önemini vurgulayan bir dizi öğreti sunmuştur. İslam inancına göre, ölen kişinin ruhu bedeninden ayrılır ve ebedi hayata geçer. Bu nedenle, ölülere yapılan dua ve okumaların onların ruhlarını rahatlatmayı ve Allah’ın rahmetine erişmelerini sağlamayı amaçladığına inanılır.
Peygamberimiz, ölen kişilerin ruhları için Kur’an-ı Kerim’in belirli surelerini ve dualarını tavsiye etmiştir. Bunlar arasında en bilinenleri Fatiha Suresi, İhlas Suresi ve Yasin Suresi’dir. Fatiha Suresi, Tanrı’ya hamd etmeyi, dua etmeyi ve bağışlanma dilemeyi içeren bir suredir. İhlas Suresi ise Allah’ın birliğini vurgulayan kısa bir suredir. Yasin Suresi ise ölüm ve ahiret konularını ele alarak ölülere yönelik bir teselli ve rahatlama kaynağı olarak kabul edilir.
Peygamberimiz ayrıca ölülerin ruhlarına yapılan duaların etkili olması için doğru bir niyetle, samimi bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Duaların sadece ölülerin ruhlarına değil, aynı zamanda hayatta olanların da faydasına olduğuna inanılır. Bir hadiste Peygamberimiz, “Bir müslümanın öldüğü haberi gelince siz de onun için dua edin” demiştir.
Bu öğretiler, Müslümanlar arasında ölen kişilerin ruhlarına yönelik duaların ve okumaların yaygın bir uygulama haline gelmesine yol açmıştır. Özellikle cenaze namazları sırasında Kur’an okunması ve dua edilmesi bu uygulamaların en öne çıkanlarıdır.
Sonuç olarak, Peygamberimiz ölülere okunan sureler ve duaların önemini vurgulamıştır. Bu uygulama, ölülerin ruhlarını rahatlatmak, onların ebedi hayatta Allah’ın rahmetine erişmelerine yardımcı olmak amacıyla yapılır. Doğru niyet ve samimiyetle yapılan bu dualar, hem ölünün ruhuna hem de dua edenlere fayda sağladığına inanılır.
Kur’an’da ziyaretle ilgili tek âyet, İslâm öncesinde dinî gayretle değil kabile mensuplarının sayısına ölülerin de dahil edildiğini göstermek suretiyle yapılan kabir ziyaretleriyle övünmeyi eleştiren, “Çokluğunuzla övünmek kabirlere girinceye kadar sizi oyaladı” meâlindeki âyettir (et-Tekâsür 102/1-2). Kabir Ziyareti.
Bu bakımdan mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölünün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması Dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır. Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslâm’ın özüne ve tevhit anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir.
Peygamber, bizzat kabirleri ziyaret etmiş, “Ziyaret edin” buyurmuş ve ashâbına ziyarette ne söyleyeceklerini öğretmiştir. Sahâbenin de kabir ziyaret ettiklerine dair rivayetler mevcuttur.31 בדצמ׳ 2022
Resûl-i Ekrem’in ilk dönemlerde kabir ziyaretini erkek-kadın herkese yasaklamasından maksat, yanakları yumruklama, elbise yakalarını yırtma ve ağıt yakıp ağlama gibi (Buhârî, “Cenâʾiz”, 19) İslâm’ın vakarı ile bağdaşmayan Câhiliye âdetlerini unutturmak, kabirlere, dolayısıyla içindekilere aşırı saygı besleme ve hatta …
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…