Osmanlı hükümdarının temel ünvanları Türk, Arap ve Pers geleneklerinden esinlenerek Han, Sultan ve Padişah’tı.
Batı dillerinde mutlak anlamda Sultan sözcüğü, yalnız İstanbul’da oturan padişah anlamına gelir. Türkler ise kendi hükümdarlarına yalnız kullanırken, Sultan değil, Padişah derler. Sultan sözcüğünü, ancak isimle beraber, Sultan Osman, Sultan Abdülaziz şeklinde kullanır veya Murad Han, Abdülmecid Han derler.
Osmanlı Hanedanlığı, 36 sultanla 6 yüzyıl boyunca var oldu. Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı’nda müttefik olduğu İttifak Devletleri’nin yenilgiye uğraması sonucuyla tarih sahnesinden silindi.
“Padişah”a gelince, tamamıyla Osmanlı tarih ve medeniyetinin ürünüdür. Sınırları, Allah tarafından korunmuş çok geniş topraklara sahip olan Müslüman hükümdara denir. Bu unvan, Osmanlı hükümdarlarının örfî sıfatlarını ifade etmek maksadıyla, devletin kuruluş yıllarından itibaren benimsenmiştir.
İslâm devletlerinde çok geniş ülkelere sahip hükümdarlara verilen unvan. İslâm dünyasında XI. yüzyıldan itibaren genellikle hükümdar için kullanılan unvan.
er-Rahmân (الرَّحْمنُ) : Sonsuz merhametiyle lütuf ve ihsanda bulunan. er-Rahîm (الرَّحِيمُ) : Rahmetiyle hey şeyi kuşatan. el-Melik (الْمَلِكُ) : Bütün varlıkların sahibi/hükümdârı. el-Kuddûs (الْقُدُّوسُ) : Eksiklik ve kusurlardan münezzeh/uzak olan, bütün kemâl sıfatları kendisinde toplayan.
(70 kere “Yâ Allah, Yâ Rahman, Yâ Rahîm, Yâ Kavî, Yâ Kâdir” okuyup da dua eden, ne isterse istesin, Cenâb-ı Hak duasını kabul eder ve ne muradı varsa verir.) Allah rızası için okumalı. Bir seferde 70 defa okumalı, 71 olsa olmaz, yanına başka isim konsa olmaz, bu bir şifredir.
Rahmân ve rahîmin ilâhî isimler olarak anlam farkları üzerinde durulmuştur. Yaygın kanaate göre rahmân dünya hayatında herkesi, rahîm ise âhirette sadece müminleri kapsayan ilâhî rahmeti ifade eder.
Besmelede ve Kur’ân-ı Kerîm’in ilk suresi Fâtiha’da kendisini Rahmân ve Rahîm olarak tanıtan Allah, kullarına nimet veren, acıyan ve onları bağışlayandır. Allah’ın mahlûkata Rahmân ismiyle tecelli edip rahmet etmesi, kul için her türlü ihtiyacı gidermeyi irade etmesi manasınadır.
Rahmân: “Dünya hayatında, mü’min-kâfir gözetmeksizin, mahlukatın hepsine merhametle muamele eden.” “Ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran.”; “Rızıkları ve her türlü iyilikleri ihsan eden.” Rahîm: “Verdiği nimetleri iyi kullananlara daha büyük ve ebedî nimetler veren.”4 Mar 2020
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…