Mut’in bin Adiy, İslam tarihinde önemli bir figür olan ve İslam’ın erken dönemindeki olaylarda aktif rol oynayan bir kişidir. Arabistan yarımadasında yaşamış olan Mut’in bin Adiy, Banu Tamim kabilesine mensuptur.
Mut’in bin Adiy’in hayatı hakkında pek çok bilgi bulunmamaktadır, ancak bazı kaynaklardan elde edilen verilere göre, Muhammed’in Medine’ye göç etmesi ve İslam’ın yayılması sürecinde etkin bir kişilik olduğu bilinmektedir. O dönemde Arabistan yarımadasında çeşitli kabileler arasında sürekli olarak yaşanan savaşlar ve çatışmalar, Mut’in bin Adiy’i de etkilemiştir.
Muhammed’in liderliği altında İslam’ın yayıldığı dönemde Mut’in bin Adiy, pek çok savaşta görev almış ve cesaret ve liderlik yetenekleriyle öne çıkmıştır. Özellikle Bedir, Uhud ve Hendek gibi savaşlarda yer almış ve bu savaşlardaki cesaretiyle tanınmıştır. Müslümanlar için büyük bir kahraman olarak kabul edilen Mut’in bin Adiy, İslam’ın yayılmasında önemli bir rol oynamıştır.
Ancak Mut’in bin Adiy’in hayatı, Trablusgarp seferi sırasında yaşadığı bir olayla trajik bir şekilde son bulmuştur. Trablusgarp seferi sırasında İtalyan güçlerine karşı savaşırken, Mut’in bin Adiy şehit düşmüştür. Şehadeti, onun kahramanlık ruhunu ve fedakarlığını simgelerken, İslam tarihinde unutulmaz bir figür olarak anılmaktadır.
Mut’in bin Adiy’in hayatı ve kişiliği, onun cesaret, liderlik ve fedakarlık gibi erdemleri yansıtan bir model olarak kabul edilmektedir. Kendisi, İslam’ın erken dönemlerindeki mücadeledeki önemli bir figür olmasıyla beraber, İslam’ın yayıldığı dönemdeki savaşlarda gösterdiği kahramanlıkla da tanınmaktadır. Şehit düşmesiyle İslam’ın yayılmasına katkıda bulunan Mut’in bin Adiy, İslam tarihinin önemli isimleri arasında yer almaktadır.
İbrahim’in Mekke’deki torunları olan Kureyş’in değişik kabileleri- ne mensup kişilerdir. Hz. Muhammed tebliğ görevini yerine getirirken başta kendi akrabala- rı olan Mekkeli müşriklerin bazıları davete olumlu yaklaşarak Müslüman olmuş, diğer akrabaları ise tebliği reddetmek suretiyle onunla sorunlar yaşamıştır.
Resûlullah, peygamberliğinin onuncu yılının şevval ayında (Mayıs-Haziran 620) Mekke müşriklerinin tavırlarını gittikçe sertleştirmeleri üzerine davetini Mekke dışındaki bir merkeze götürmeyi düşündü ve yanına Zeyd b. Hârise’yi alarak Sakīfliler’i İslâm’a davet edip himayelerine sığınmak amacıyla Tâif’e gitti.
Resûl-i Ekrem’in haber gönderdiği üçüncü kişi olan Mut’im b. Adî onun himaye isteğini kabul etti ve yanına gidip kendisini Mescid-i Harâm’a getirdi; orada bulunan müşriklere onu himayesine aldığını duyurduktan sonra evine kadar götürdü.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…