Müstemen, dini bir terim olarak kullanılan ve belirli bir inanca sahip olmanın yanı sıra bu inancı etrafında yaşam süren bir gruba verilen addır. Bu makalede, Müstemen kavramının tanımı, tarihçesi ve önemi üzerinde durulacaktır.
Müstemen, İslam dini literatüründe sıklıkla kullanılan bir terimdir. Terim, Arapça kökenli olup, “desteklenen” veya “yardım edilen” anlamına gelir. Ancak dini bağlamda kullanıldığında, Müstemen, bir kişinin Allah’a olan imanını ve Müslümanlıkla ilgili prensiplere bağlılığını ifade eder.
Müstemen olmanın önemi, İslam inancında büyük bir yeri vardır. Müstemen, İslam toplumunda inancını açıkça ifade etmenin yanı sıra, bu inanç etrafında yaşayan insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma duygusunu da güçlendirir. Müstemen, insanların birbirlerine destek verebileceği, sorunları birlikte çözebileceği bir topluluk yaratır.
Tarihsel olarak, Müstemen kavramı Hz. Muhammed’in yaşadığı dönemden itibaren İslam toplumunda var olan bir kavramdır. Müstemenler genellikle Hz. Muhammed’in liderliği altında bir araya gelir ve inançlarını koruma ve yayma amacı güderler. Bu sayede, Müstemenler, İslam dini ve kültürünün korunmasına da katkıda bulunur.
Müstemen kavramı, günümüzde de önemini korumaktadır. Müstemenler, cami ve diğer dini toplantılar gibi ortamlarda bir araya gelen, dinini yaşayan ve diğer Müslümanlarla etkileşim içinde olan kişilerdir. Bu kişiler, inançlarını birlikte paylaşmanın yanı sıra, sosyal sorumluluklarını da yerine getirmektedirler.
Sonuç olarak, Müstemen terimi, inanç etrafında yaşayan ve toplumda açıkça Müslüman olduğunu ifade eden bir gruba verilen addır. Müstemenler, İslam toplumundaki dayanışmayı ve yardımlaşmayı güçlendirerek, inançlarını koruma amacı güderler. Tarih boyunca var olan bu kavram, günümüzde de önemini korumaktadır ve Müstemenler, inançlarını birlikte paylaşarak sosyal sorumluluklarını yerine getirirler.
Zimmî, sözleşme gereği vatandaşlık hakkı kazanan ve her türlü hakları Dârulislam (İslami Devleti) tarafından garanti edilen vatandaş demektir. Müste’men ise, kendisine eman (güvence) verilen yabancı demektir. İslam hukukunda gerek zimmî, gerekse müste’men, dînî ve hukukî bütün haklara sahiptir.
1. Aman dileyen, canının bağışlanması şartıyle teslim olan (kimse).
Yabancı veya ecnebi tabir olunan Osmanlı tüccarına “müstemin” veya “müstemen” denilmekteydi. Müstemin denilen bu Avrupalı tüccar, yabancı devletlere ticarî imtiyazlar8 verilmeye başlandığı andan itibaren Osmanlı Devleti’nde ticaretle uğraşmaya başlamışlar ve bunların statüleri muahedelerle tespit edilmiştir9.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…