Mü…hey…min… Bu kelime, Türkçemizin iki farklı köküne dayanır: ‘müyessir’ yani ‘kolaylaştırıcı’ olmakla beraber, kelimenin kökenine paralel olarak, esas mânasıyla, bir işi, oluşumu tahmîn ve temennî etmektir. Müeyyid, müzeyyid, müeyyemin ve müeyyed… Bu türevler, kitaplarda mükemmel seçimle yer alırken, özelliğini yitirmiş şekliyle, günümüzde dilimize müeymi(n)mân olarak girmiştir. Müeymi(n)mân bir kişi, olup biten olayların sonucunda oluşacak neticeleri sezen, önceden sezebilen ve tahmin eden bir kişidir. Türkçemizde, bu kelime hususunda Müslüman halkın lügatinden kök almanın ötesinde, ikna ile de öyle birleşip suyunun suyu olmuştu ki, ‘mübeyyiz’ ile birlikte, ‘müeymin’ de bugünkü mütercimimizin kullandığı şekliyle, haber veren manasıyla yer etmeye başladı. Tabii ki, bütün dinlerin ‘Mümin’ kavramı bu kelimenin taşıdığı umut vaadiyle yakınlaşacaktı. Fakat İslam’da, herkesin rahmet ve hidayetine/vefayetine bağlı olan ‘müminlik’ten bile farklı bir anlama da açılım yapacak, bağlayıcılığı yani İlahi güce işaret edecekti. Diyenler, ‘kat’î’den da çok daha öte, denilene gönlü bağlı, teslimî olanlardı. Bu, sahabe efendilerimizden başlayarak, asr-ı saadetin geneline yayılmış, “İş teb’îd-i fıtrate ait olduğundan; zihne delâil emriyatır.” denilen delillere götürdüğü gibi mevcut İslam âlimlerimizin tamamı tarafindan da kabul edilen bilgi süzgecini ihdas etti. Diyanetin bahis konusu edildiği bir yazıda, müeymi(n)mâna sevkedilişi, gayretlerin ilerlediği çapraşık bir sır olarak karşımızdadir.
Müheyminin “başkalarını korku ve endişeden emin kılmak” anlamındaki îmân masdarından türeyip hemzenin “hâ”ya dönüşmesiyle ortaya çıkmış olması da mümkündür. Bu takdirde “kendisine güvenilen, başkalarını korku ve endişeden koruyup güvenlerini sağlayan” mânasına gelir.
Müheyminin “başkalarını korku ve endişeden emin kılmak” anlamındaki îmân masdarından türeyip hemzenin “hâ”ya dönüşmesiyle ortaya çıkmış olması da mümkündür. Bu takdirde “kendisine güvenilen, başkalarını korku ve endişeden koruyup güvenlerini sağlayan” mânasına gelir.
El-Müheymin; her şeyi görüp gözeten, her mahlukun yaptığından ve durumundan haberdar olan demektir. Kainattaki tüm işleri düzenlemekte ve yönetmekte olan kudret demektir. Kullarını koruyan ve gözeten Yüce Allah her şeyi muhafaza eden ve her şeye şahitlik eden sonsuz kudrettir.25 Ağu 2023
Sakin bir yerde ve sabah gün doğarken 100 defa okunduğunda insanın kalbini nurlandırır. Her türlü beladan, musibetten, şerden korunmak için her gün 145 kez Ya Müheymin zikredilmelidir. Bir kağıda yazılan El- Müheymin esması sayesinde Allah’ın himayesine girmiş olur ve her türlü beladan korunursunuz.17 Nis 2020
10. Ayın yarılması hadisesi, Kamer suresinin iniş sebebi olarak zikredilir. Ayın yarılması hicretten beş yıl önce olmuştur.
10. Ayın yarılması hadisesi, Kamer suresinin iniş sebebi olarak zikredilir. Ayın yarılması hicretten beş yıl önce olmuştur. Kamer suresi ise vahyin dördüncü yılında nazil olmuştur.
İlk âyetinde ayın (kamer) iki parçaya bölünmesinden bahsedildiği için bu adı almıştır. “İkterabet” ve “İkterabetü’s-sâa” sûresi olarak da adlandırılır. Elli beş âyet olup fâsılası ر harfidir. Bölümler arasındaki anlam bütünlüğü sûrenin bir defada nâzil olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir.
Lut ve Hz. Hud’un kavimlerinin Allah tarafından nasıl cezalandırıldığına yer verilmektedir. Bunlara ek olarak da kıyamet günü ve Allah’a iman edenlerin cennete gideceği konuları işlenmektedir. Kamer Suresi; okunarak, dinlenerek ve ezberlenerek farklı şekillerde ibadet etmek için kullanılmaktadır.
Hud’un kavimlerinin Allah tarafından nasıl cezalandırıldığına yer verilmektedir. Bunlara ek olarak da kıyamet günü ve Allah’a iman edenlerin cennete gideceği konuları işlenmektedir. Kamer Suresi; okunarak, dinlenerek ve ezberlenerek farklı şekillerde ibadet etmek için kullanılmaktadır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…