Mevlana Celaleddin Rumi, İslam felsefesi ve mistisizminin en önemli temsilcilerinden biridir. Onun hayatı ve eserleri, döneminde olduğu gibi günümüzde de büyük bir ilgi ve takdir toplamaktadır. Mevlana Şems-i Tebrizi ile tanışması ise, onun hayatında dönüm noktalarından biridir.
Mevlana, Şems-i Tebrizi ile ilk kez 1244 yılında tanışmıştır. Bu tanışmanın nasıl gerçekleştiği konusunda farklı rivayetler bulunmaktadır. Ancak genellikle kabul edilen versiyona göre, Şems-i Tebrizi bir gün Konya’ya gelmiş ve Mevlana’nın huzuruna çıkmak istemiştir. Mevlana, bu özgün karakteri merak etmiş ve onunla tanışma isteğini kabul etmiştir.
Bu tanışma, Mevlana’nın hayatında büyük bir dönüm noktası olmuştur. Şems-i Tebrizi, Mevlana’ya dini öğretileri ve mistik bilgeliğiyle derin bir etki yapmıştır. Sevgiye, hoşgörüye ve içsel yolculuğa odaklanan Şems-i Tebrizi’nin öğretileri, Mevlana üzerinde sonsuz bir etkisi olmuştur.
Mevlana ile Şems-i Tebrizi arasındaki ilişki, öğrenci-hoca ilişkisinden çok daha fazlasıydı. İkili, derin bir arkadaşlık ve anlayış içindeydi. Mevlana, Şems’in kendisinde açığa çıkardığı potansiyeli fark ederek, onunla birlikte yeni bir yolculuğa çıkmıştır. İkili, birbirlerinin fikirlerini paylaşmış, birbirlerini desteklemiş ve birlikte derin bir mistik deneyim yaşamışlardır.
Ancak Şems-i Tebrizi’nin ani ve gizemli kayboluşu, Mevlana’yı derinden etkilemiştir. Bu kayboluş, Mevlana’nın içsel dünyasında büyük bir değişim başlatmış ve onun daha derin bir şekilde mistisizmle ilgilenmesine yol açmıştır. Şems’in kayboluşu, Mevlana’nın “Mesnevi” adlı başyapıtının yazılmasına ilham vermiştir.
Mevlana Celaleddin Rumi ve Şems-i Tebrizi’nin tanışmaları, onların hayatında kalıcı bir etki bırakmıştır. Bu tanışma, Mevlana’nın yaşamında önemli bir dönüm noktası olmuş ve onun mistik düşüncesinin temelini atmıştır. Şems’in öğretileri, onun düşünce yapısını derinden etkilemiş ve bu etki, Mevlana’nın ölümünden sonra bile izlerini sürdürmüştür. Hayatları boyunca birlikte geçirdikleri kısa süre bile, Mevlana ve Şems’in birbirlerine olan sevgi ve bağlılıklarını göstermeye yeterli olmuştur. Bugün bile, bu iki büyük filozofun tanışmaları ve arkadaşlıkları, mistisizm ve manevi öğretiler üzerine yapılan çalışmalarda önemli bir yer tutmaktadır.
Mevleviyye tarikatının kurucusu, mutasavvıf, âlim ve şair. Konya’da Mākam-ı Şems-i Tebrîzî’nin bulunduğu Mevlevî tekkesi. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye (ö. 672/1273) nisbet edilen tarikat.
Eflâkî’ye göre babasının vefatından sonra mürşidi Seyyid Burhâneddin’in emriyle ilim tahsili için Dımaşk’a giden Mevlânâ bir gün halkın arasında iken başında külâhı, sırtında siyah elbisesiyle Şems’i görmüş, elinden tutup ona, “Ey dünya sarrafı beni anla!” demiş, Şems bu sözün etkisiyle istiğrak haline girmiş, kendine …
bir rivayete göre de, şems’ten gitmesini mevlana’nın kendisi ister: “iki kuş, söz konusu dört kanat olsa dahi uçamaz, bırak da beni yalnız uçayım” diyerek şems’ten gitmesini istemiş, bunun üstüne şems mevlanayı terketmiş, mevlana da zorlu bir inzivanın ardından bir gün pazar yerinde huşu içinde dönmeye başlamıştır.
Tasavvufta Mevlevi yolunun öncüsü Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin gönül dünyasında büyük tesiri olan, kadim dostu Şems-i Tebrizi’nin Konya’daki türbesi Şeb-i Arus döneminde ziyaretçi akınına uğruyor.15 Ara 2018
İlk tur ziyaretlerinin 10- 21 Mayıs, ikinci tur ziyaretlerinin ise 21 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirileceği belirtildi. Umreye gitmek isteyenler için 2022 yılında Şevval ayı umresi 7500 Türk Lirasından 18 bin 620 Türk Lirası’na yükseldi. 2022 Umre fiyatlarındaki artış yüzde yüz elli olarak açıklandı.
– Tecrübeli tanıdıklarla istişare edilmeli, bilgi alınmalı.
– Akraba ve tanıdıklarla helalleşmeli-küsler barışmalı
– Teheccüd-oruç gibi nafile ibadetler artırılmalı
– Tövbe-istiğfar edilmeli.
– Borçaları varsa ödemeli ya da vasiyet etmeli.
– Üzerinde emanet varsa sahibine teslim etmeli.
Hac Ziyareti’ nden farklı olarak Umre ziyaretlerinin herhangi bir tarihi ve sayı sınırlaması bulunmamaktadır. Umre ziyareti gerçekleştirmek isteyen vatandaşların istedikleri tarihlerde vize başvurusunda bulunarak vize almaları durumunda Umre ziyaretlerini gerçekleştirmeleri mümkündür.
Dereceden erkek akrabaları olmadığı müddetçe umreye gitmeleri yasaktır. 45 yaşın altındaki kadın evli ise mahremi eşi, bekar ise mahremi babasıdır. 45 yaş üstündeki kadınlar ise herhangi bir mahreme ihtiyaç duymadan umreye gidebilir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…