İslam dininde melekler, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, gözle görülmeyen, nurdan ya da ateş yaratıklar olarak nitelenmiştir.
Ayrıca Cebrail tüm meleklerin en büyüğü ve en üstünü anılır. Mikail’in görevi doğa olaylarını idare etmek ve canlıların rızıklarını kontrol etmektir. İsrafil’in görevi kıyamet günü sûra üflemektir. Azrail’in görevi ise ruhları kabzetmektir (can almak), bu nedenle ölüm meleği (melekü’l mevt) olarak da anılmıştır.
Konuya Kur’an’da 2/285 ve 2/177’de değinilmiştir. İslam dininde melekler, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, gözle görülmeyen, nurdan ya da ateş yaratıklar olarak nitelenmiştir.
Görevleri, mahlukatı Allah’ın ismiyle seyredip, Allah’ın kudret ve sanat eserlerini o türlerde görerek, Allah’ı bütün eksikliklerden tenzih ve tespih etmek, ve Allah’a ibadet etmektir. Ayrıca insanlar dışındaki mahlûkatın Allah’a karşı yaptıkları ibadeti Allah’a sunmakla yükümlüdürler.
Ayrıca Cebrail tüm meleklerin en büyüğü ve en üstünü anılır. Mikail’in görevi doğa olaylarını idare etmek ve canlıların rızıklarını kontrol etmektir. İsrafil’in görevi kıyamet günü sûra üflemektir. Azrail’in görevi ise ruhları kabzetmektir (can almak), bu nedenle ölüm meleği (melekü’l mevt) olarak da anılmıştır.
Gıpta ise dinî ve manevî hususlarda caiz olup, bir bakıma hayırda yarışma manasına gelen münâfeseye yakın görülmüş ve hoş karşılanmıştır. Dünyevi hususlardaki gıpta ise daha çok temenni kavramının kapsamında olup yasaklanmıştır. Gayret ise müminlerde olması gereken fıtrî bir duygu olarak görülmüş ve hoş karşılanmıştır.
Özenmek-gıpta etmek-imrenmek bir şeye sahip olma isteği ile sınırlı iken, kıskanmak ve haset istenilene sahip olana düşmancıl duygular beslenmesine neden olur.
İslâm ahlâk literatüründe gıpta genellikle haset kavramıyla birlikte ele alınır ve aralarındaki farka dikkat çekilir. Gazzâlî’ye göre, herhangi bir nimete mazhar olan kimse karşısında insan ya kıskançlık sonucu huzursuz olur veya mutluluk duyar. Bunların ilkine haset, ikincisine gıpta yahut münâfese denir.
Gıpta ise dinî ve manevî hususlarda caiz olup, bir bakıma hayırda yarışma manasına gelen münâfeseye yakın görülmüş ve hoş karşılanmıştır. Dünyevi hususlardaki gıpta ise daha çok temenni kavramının kapsamında olup yasaklanmıştır. Gayret ise müminlerde olması gereken fıtrî bir duygu olarak görülmüş ve hoş karşılanmıştır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…