Maun Suresi, Kuran-ı Kerim’in 107. suresidir ve toplamda 7 ayetten oluşur. Surenin ana teması, insanların birbirlerine karşı tutum ve davranışlarıdır.
Surenin ilk ayetinde, Allah’ın insanlara ne verdiği ve nasıl davranmaları gerektiği vurgulanır. İnsanlardan, yardımlaşma amacıyla vermesi gereken malları alıkoymalarının sevimsiz bir davranış olduğu belirtilir.
İkinci ayette, taşınması zor olan eşyaların insana büyük bir yük getireceği ifade edilir. İnsanlar, dünyevi zenginliklerine o kadar bağlanmışlardır ki, onları kıyamete kadarki sürece bile götürmek isterler. Ancak Allah, bu zenginliklerin insana hiçbir fayda sağlamayacağını ve ahirette hiçbir değerinin olmadığını hatırlatır.
Üçüncü ve dördüncü ayetlerde, insanların kazandıklarını paylaşma konusunda yetersiz oldukları ve cimri davrandıkları üzerinde durulur. Bu davranışın, insanların kendilerini güvende hissetmelerini engellediği ve ahirette yanlız kalmalarına sebep olduğu ifade edilir.
Beşinci ayette, insanlara yapmaları gereken bir şeylerin hatırlatılması için Peygamber’in gönderildiği belirtilir. İnsanların başkalarına iyilik yapmaları, yoksullara yardım etmeleri ve bunun üzerine ahlaki değerleri benimsemeleri gerektiği vurgulanır.
Altıncı ayeti, insanların Allah’a karşı olan sorumluluklarını hatırlamaları için bir uyarı olarak nitelendirilebilir. İnsanlar, ahirette Allah’ın huzurunda hesap vereceklerini ve yaptıklarının karşılığını alacaklarını unutmamalıdır.
Son ayette ise, insanların kişisel çıkarlarını ve dünyevi hazlarını ön plana çıkarmalarının doğru olmadığı ve gerçek mutluluğun yardımlaşma ve adaletle elde edilebileceği vurgulanır.
Bu şekilde, Maun Suresi insanların yardımlaşma ve paylaşım üzerine kurulu bir toplumda nasıl yaşaması gerektiğini anlatırken, cimrilik, bencil davranışlar ve dünyevi hırsın insana zarar verdiğini hatırlatmaktadır. Aynı zamanda, insanların Allah’a karşı sorumlulukları olduğunu ve dünya hayatının ahiretteki karşılığının da olduğunu vurgular.
Maun suresinde genel olarak Allah hükümlerini, emirlerini, ahiret gününü ve dini inkar eden insanların var olduğundan söz edilmiştir. Bu kişilerin nasıl kişiler olduğu izah edilmiştir. Yoksul ve düşkünlerin küçümsenmesi ve onlara haksızlık yapılması üzerinde durulmuştur.25 Eyl 2020
Ma’un Suresi (Arapça: سورة الماعون) Kur’an’ın 107. suresidir. Sure 7 ayetten oluşur. Tekasür Suresi’nden sonra Mekke’de indirildiğine inanılmakta olup sure ismini son ayetinde yer alan “zekât; komşular arasında sıkça ödünç alınıp verilen çeşitli ev eşyası” anlamına gelen “Ma’un” kelimesinden alır.
Münafıklar, Müslümanların arasına karışır, onlarla birlikte namaz kılar ve dua ederdi. Ama esasında kafirlerle ortaklık içerisindeydiler. İslam’ın yayılmasını önlemek için onlarla birlikte hareket ediyorlardı. Maun Suresi böyle bir ortamda Müslümanları, münafıklara karşı ikaz etmek için nazil oldu.9 Nis 2021
Sûrenin tamamının veya son dört âyetinin Medine döneminde nâzil olduğu şeklinde rivayetler varsa da (Âlûsî, XXX, 241) müfessirlerin çoğunluğu Mekke devrinin ilk yıllarında indiğini kabul etmektedir.
Sözlükte “işitmek, duymak, bir dileği kabul etmek, anlamak; duyurmak” mânalarındaki sem’ kökünden türeyen semî’ “işiten” demektir. Allah’a nisbet edildiğinde “işitilmeye konu teşkil eden her şeyi işiten” diye açıklanır.
Sözlükte “işitmek, duymak, bir dileği kabul etmek, anlamak; duyurmak” mânalarındaki sem’ kökünden türeyen semî’ “işiten” demektir. Allah’a nisbet edildiğinde “işitilmeye konu teşkil eden her şeyi işiten” diye açıklanır.
“Görmek, bilmek ve sezmek” anlamındaki basar kökünden türetilmiş bir sıfattır. Kur’ân-ı Kerîm’de elli bir âyette geçmekte olup bunların kırk birinde Allah’ın sıfatlarından biri olarak kullanılmıştır.
Es-Semi Esmasının Anlamı Nedir? Es-Semi esması, her şeyi işiten, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan anlamlarına gelmektedir. Gizli veya açık, sesli veya sessiz, tüm yalvarışları ve yakarışları tek işiten Allah’tır.17 Nis 2020
İlim sıfatını teyit edici bir nitelik taşıyan basîr, Allah hakkında kullanıldığı on âyette yine ilimle ilgili olan semî’ (işiten), beş âyette de habîr (haberdar olan) ismiyle beraber yer almıştır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…