Hasan eş-Şeybânî’ye göre livâta yapan kişiye zina suçunda olduğu gibi had cezası uygulanır; fâil muhsan ise recmedilir, muhsan değilse 100 celde ile cezalandırılır. Şâfiîler, livâta suçunda fâilin bekâr olması durumunda kendisine ayrıca sürgün cezası verilmesi gerektiğini ifade ederler.
Hasan eş-Şeybânî’ye göre livâta yapan kişiye zina suçunda olduğu gibi had cezası uygulanır; fâil muhsan ise recmedilir, muhsan değilse 100 celde ile cezalandırılır. Şâfiîler, livâta suçunda fâilin bekâr olması durumunda kendisine ayrıca sürgün cezası verilmesi gerektiğini ifade ederler.
Gönüllü eşcinsel ilişki livata olarak adlandırılabilir. Dolayısıyla livata çok failli bir suçtur. Maddi veya mefruz cebir varsa ırza geçme (ağır cinsel saldırı) olacağı için eşcinsel (anal) ilişki şeklinde olsa bile livata olarak adlandıramayız.
Sözlükte “havuzu çamur vb. ile sıvamak suretiyle onarmak” anlamına gelen livâta kelimesi örfte erkekler arasındaki eşcinsel ilişkiyi ifade eder. Arapça’da bu mânada aynı kökten türeyen livât, mülâvata ve televvut kelimeleri de kullanılmaktadır.
Hukuk alanında, anüs yolu ile gerçekleştirilen tecavüz, livata olarak tanımlanır. Fiili livata olarak da geçen bu terim kendi içerisinde ikiye ayrılır. Bir kez gerçekleştirilen tecavüz suçuna akut livata denir. Kronik livata ise birçok kez ifa edilmiş tecavüz anlamına gelir.15 Haz 2021
– Bu hadisi açıklar mısınız? – Deccal şu an yaşıyor mu? a) Bu hadis rivayetinde -özet olarak- bir sahabenin başından geçen bir olay nakledilmektedir. Cessase adında bir canlının görüldüğü ve bu canlının rehberliğiyle gördükleri acaib bir varlığın deccal olduğunu söylediği ifade edilmektedir.27 Kas 2017
Peygamber, Hz. Ömer’e şöyle buyurur: “Deccal bu ise onu öldürecek olan sen değilsin, eğer bu değilse, o takdirde bunu öldürmeye hakkın yoktur”. Diğer bir hadîste “Eğer o deccal benim zamanımda ortaya çıkarsa, ben ona delillerimle karşı koyarım; yok benden sonra çıkarsa Rabbim her mü’minin koruyucusudur” buyurmuştur.
Deccal (Arapça: المسيح الدجّال), İslam eskatolojisine göre ahir zamanda, İsa’nın ikinci kez yeryüzüne gelmesinden önce insanları dini inancından saptırarak kötülüğe ve sapkınlığa yöneltecek bir akımı, ideolojiyi ve onu kuran kişi veya kişileri belirtmek için kullanılan kavramdır.
Temîm ed-Dârî (ö.661), İslam peygamberi Muhammed’in sahabelerinden biridir. Kahtanilere mensup bir kabiledendir. Filistin’de doğmuştur. Kaynaklarda müslüman oluşuna dair çeşitli anlatımlar varsa da en geçerli olanı bir rahibin sözüyle Medine’ye gelerek müslüman olduğu yönündedir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…