Lât, Uzza ve Menat, İslam öncesi Arap döneminde önemli olan tanrılardır. Bu tanrılar, pagan Arap toplumunda büyük bir saygıya ve ibadete tabii tutulurlardı. Lât, Uzza ve Menat’ın cinsiyetleriyle ilgili çeşitli tartışmalar olsa da, genellikle dişi tanrılar olarak kabul edilirler.
Lât, bereket, doğurganlık ve toprak ana tanrıçası olarak bilinirdi. Üreme, doğa olayları ve hasat gibi konularla ilişkilendirilen bir tanrıçayı temsil ediyordu. Lât’a tapınma, Arap toplumunda yaygın bir uygulamaydı ve ona saygı göstermek için bazı ibadet yerleri ve tapınaklar inşa edilmiştir.
Uzza, Arap toplumunda güç, zafer ve savaş tanrıçası olarak kabul edilirdi. Savaş tanrıçası olarak, savaşçılara ve ordulara zafer sağlaması için dua edilirdi. Aynı zamanda bereket ve koruma konularında da etkili olduğuna inanılırdı. Uzza’ya olan tapınma da Lât gibi yaygındı ve ona saygı amacıyla tapınaklar inşa edilmiştir.
Menat ise kader ve kısmet tanrıçası olarak bilinirdi. Yaşam yolunda insanlara yardımcı olacağına inanılırdı. Menat’a olan inanç da Arap toplumunda yaygındı ve birçok kişi ona dua ederdi.
Bu üç tanrıça, İslam’ın ortaya çıkışıyla birlikte putperestlik uygulamaları kabul edilmeyen bir dini ortamda yaşam sürmüştür. İslam inancına göre, tek Allah’a ibadet etmek önemlidir ve putperestliğe kesin bir şekilde karşı çıkılmıştır. Dolayısıyla, Lât, Uzza ve Menat gibi tanrılar artık geçerli birer ibadet nesnesi olarak kabul edilmemektedir. Ancak, İslam öncesi Arap kültürü ve pagan inancının bir parçası olarak tarihi ve kültürel önemlerini korumaktadırlar.
19-20. Lât’a, Uzzâ’ya ve diğer üçüncüsü olan Menât’a1 (neden taptığınızı) hiç düşündünüz mü?
[42] Araplar, melekleri Allah’ın kızları saydıklarından onları temsil eden putlara da kadın ismi verirlerdi. Bu nedenle Lât, Menât ve Uzzâ’yı Allah’ın kızları olarak kabul etmişlerdir. bk.
19-20. Lât’a, Uzzâ’ya ve diğer üçüncüsü olan Menât’a1 (neden taptığınızı) hiç düşündünüz mü?
Uzza (Ar. اَلْعُزَّى (el-uzza:)), İslâm öncesi Arabistan’daki bereket tanrıçası olup bu dönemde Mekke şehrinin üç baş tanrıçasından biriydi. O dönemlerde Uzza, Manat ve Lat, asıl ulaşılmak istenen ulu tanrı El-İlah’ın kızları olarak anılıyorlardı.
Hz. Şuayb Medyen ve Eyke halkına gönderilmiş bir peygamberdir. Kur’an kıssaları farklı özellikleriyle Kur’an’ın farklı yerlerinde anlatılır.15 Haz 2021
Kur’ân-ı Kerîm’de Medyen halkının deprem, sarsıntı veya gürültü ile, Eyke halkının ise “gölge günü”nün azabı ile (gündüzü karartan korkunç kasırga) cezalandırıldığı belirtilmektedir (el-A’râf 7/91; Hûd 11/94; eş-Şuarâ 26/189; el-Ankebût 29/37).
Hz. Şuayb Medyen ve Eyke halkına gönderilmiş bir peygamberdir. Kur’an kıssaları farklı özellikleriyle Kur’an’ın farklı yerlerinde anlatılır.15 Haz 2021
Hazreti Şuayb dua ederek siyah kuzulardan beyaz kuzular doğurtmuştur. Dağ yolculuklarında dağa çıkarken dağlar eğimini kaybeder dümdüz olurdu. Medyen topluluğunda ki tüm taşları etrafında döndürmüş ve o taşları bakır haline getirmiştir. Hazreti Şuayb bu mucizelerini halka göstermek için dua etmiştir.4 May 2020
Hz. Şuayb kendinden önceki peygamberlerin anlatmış olduğu yasaklar ile emirleri halkına anlatmıştır. Hz. Şuayb Medyen halkı ile Eyken halkını tevhide çağırmıştır.13 Oca 2021
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…