Lâle Devri, (Osmanlı Türkçesi: لاله دورى) Osmanlı Devleti’nde, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı ile sona eren gerileme devri içinde yaşanmış bir ara dönemdir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet, sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır.
1718’de Avusturya ve müttefiki Venedik’le imzalanan Pasarofça Antlaşması’nın ardından başlayan uzun barış döneminde başta Haliç ve Boğaziçi olmak üzere iptilâ derecesine varan bir yaygınlıkta lâle yetiştirildiğinden ilk defa Yahya Kemal Beyatlı bu devir için Lâle Devri tabirini kullanmıştır.
Kullanıcıların yaptığı diğer aramalar
Sultan III. Ahmet, sadrazam Damat İbrahim Paşa ile uyum içerisinde çalışmış ve bu sırada yaşanan Lâle Devri’nde sanat ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirmiştir. Sultan III.
1718’de Avusturya ve müttefiki Venedik’le imzalanan Pasarofça Antlaşması’nın ardından başlayan uzun barış döneminde başta Haliç ve Boğaziçi olmak üzere iptilâ derecesine varan bir yaygınlıkta lâle yetiştirildiğinden ilk defa Yahya Kemal Beyatlı bu devir için Lâle Devri tabirini kullanmıştır.
Kardeşler arasındaki hakların bazıları şunlardır: Onlarla karşılaştığın zaman selam vermen, seni davet ettiklerinde icabet etmen, hapşırdıklarında sünnette zikredildiği gibi dua etmen, hastalandıklarında onları ziyaret etmen, öldüklerinde cenazelerine gitmen, yemin ettiklerinde yeminleri gereği yapman, senden nasihat …
” Kim ki yetimin hakkını yer ise ahirette o kişi iflas eder. ” Bir diğer hadis- şerifte de kul hakkı yemenin vebali için şu şekilde bahsedilmiştir; ” Kim birinin hakkını yediyse ahirette zor duruma düşmemek için o kişinin gönlünü alın, helalleşin.11 May 2020
Hırsızlık, gasp, aldatarak, yalan söyleyerek mal satmak, sahte para vermek, başkasının malına zarar vermek, yalancı şahitlik, rüşvet almak gibi. Bu haklar için sahibi ile helalleşmek gerekir. Dünyada helalleşmezse, ahirette sevapları ona verilerek helalleştirilecektir.
Bakılır ki ona sövmüş, buna iftira atmış, onun malını yemiş, bunun kanını dökmüş, onu dövmüş. Bunun üzerine iyiliklerinden alınarak haksızlık yaptığı kimselere verilir. Haklar ödenmeden iyilikleri bittiği takdirde, bu sefer onların günahlarından alınarak buna yıkılır, sonra da bu kimse Cehenneme atılır” buyurmuştur.7 Mar 2021
Birisinin malına ya da canına zarar vermek, iftira atmak, şakasına bile olsa korkutmak ya da üzmek, aldatmak, rüşvet almak ya da vermek, borcu ödeme süresini uzatmak, lüzumsuzca vakit almak, bekletmek gibi ve benzeri davranışlar kul hakkına girmektedir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…