Kuran-ı Kerim, İslam dini için kutsal kitap olarak kabul edilen ve Müslümanlar için rehberlik sağlayan bir metindir. Kuran’da yer alan savaş konusu da, bazı ayetlerde ele alınmış ve bu konuyla ilgili bazı hükümler belirtilmiştir. Ancak, savaşın İslam dininde nasıl bir anlama geldiği ve ne zaman meşru görüldüğü hakkında farklı yorumlar bulunmaktadır.
Savaş, Kuran-ı Kerim’in bazı ayetlerinde adaleti ve Müslümanların savunma hakkını korumaya yönelik bir mücadele olarak değerlendirilir. Ayetlerde savaş, zalimlere karşı mücadele etmeyi, zulme ve haksızlığa karşı durmayı vurgular. Müslümanlar, sadece savunma amacıyla savaşabilir ve saldırıya geçmeleri meşru kabul edilmez.
Ayrıca, Kuran’da savaş durumunda masum insanları ve çevreyi koruma gerekliliği vurgulanır. Savaş esnasında kadınlar, çocuklar, yaşlılar, dini inancı farklı olanlar ve savaşa karşı çıkanlar zarar görmemelidir. Kuran, sivil halka zarar veren, saldırıya geçen veya anlaşmaları bozanlarla savaşmayı meşru kabul eder.
Savaşın amacı, adaleti sağlamak, barışı korumak ve zulme karşı direnmektir. İslam’ın temel ilkesi olan adalet, savaş durumunda da ön planda tutulur. Kuran, savaşta sadece sınırlı güç ve süre kullanmayı gerektirir. Savaş esnasında zarara neden olan, haksızlık yapan veya anlaşmaları bozan kişilere karşı mücadele edilirken, insanî değerlerin gözetilmesi esastır.
Sonuç olarak, Kuran-ı Kerim’de savaş kavramı, Müslümanların savunma amaçlı mücadelesini ifade eder. Savaşın meşru kabul edilmesi için adaletin sağlanması, masum insanların korunması ve zarar verme eylemlerine karşı direnme gibi prensipler gözetilmelidir. Savaş, barışı ve adaleti korumak için yapılan bir mücadele olarak kabul edilir ve sınırlı güç ve süre kullanımını gerektirir.
Al-i İmran Suresi, 155. ayet: İki topluluğun karşı karşıya geldikleri gün, sizden geri dönenleri, kazandıkları bazı şeyler dolayısıyla şeytan onların ayağını kaydırmak istemişti. Ama andolsun ki, Allah onları affetti. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, yumuşak olandır.
Bakara Suresi, 217. ayet: Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: “Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Allah Katında, Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram’a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır).
Bakara Suresi, 216. ayet: Savaş, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir.
Kur’an-ı Kerim’de Adı Geçen Savaş: Huneyn | Peygamberimizin İzinde (30.27 Kas 2021
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…