Kur’an ve Sünnet’te Namaz. Birçok âyette “salât” ile birlikte “ikāme” kelimesi ve türevleri kullanılarak (meselâ el-Bakara 2/110, 277; el-Mâide 5/55; el-Enfâl 8/3) namazın vaktinde eksiksiz bir biçimde erkânına riayet edilerek ve devamlı olarak kılınması gereğine dikkat çekilmiştir.
İbadetler içerisinde müstesna bir yere sahip olan namaz, Kur’ân’da farz kılınmış vakitli bir ibadet olarak nitelenir. Aslı dua olan ve belirli bir ibadet şeklini ifade eden salât / namaz şeriattan şeriata bazı farklılıklar gösterse de, hiç bir şeriatın kendisinden yoksun kalamayacağı bir ibadettir.
Kur’an ve Sünnet’te Namaz. Birçok âyette “salât” ile birlikte “ikāme” kelimesi ve türevleri kullanılarak (meselâ el-Bakara 2/110, 277; el-Mâide 5/55; el-Enfâl 8/3) namazın vaktinde eksiksiz bir biçimde erkânına riayet edilerek ve devamlı olarak kılınması gereğine dikkat çekilmiştir.
İslam’ın ilk dönemlerinde sabah ve akşam olmak üzere günde 2 vakit kılınan namaz ile ilgili ve namazın vakitleri hakkında ayrıntılar ise Taha Suresi 20/130 ve Mümin Suresi 40/55. Ayetlerinde bildirilmiştir.15 Ağu 2023
Yakup’a da namaz emrinin vahiy edildiği açıklanmaktadır. İslam’ın ilk dönemlerinde sabah ve akşam olmak üzere günde 2 vakit kılınan namaz ile ilgili ve namazın vakitleri hakkında ayrıntılar ise Taha Suresi 20/130 ve Mümin Suresi 40/55. Ayetlerinde bildirilmiştir.15 Ağu 2023
Yaşlı veya hasta olan kimse fidye ödemeden vefat etmişse artık onun adına fidye ödenmesi gerekmez.
İslâm âlimlerinin ortak kabulüne göre ihtiyarlık ve şifa ümidi kalmamış bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, kazâ etmesi mümkün olmadığı için tutamadığı gün sayısınca fidye öder. Bu durumdaki bir kimsenin fidye ödemesi fakihlerin büyük çoğunluğuna göre vâcip, Mâlikîler’e göre ise müstehaptır.
Buna göre, oruç tutmaya gücü yettiği hâlde tutmayan veya geçici bir sebeple tutamayan kimseler hakkında fidye hükmü yoktur (Buhârî, Tefsîr (Bakara), 26 [4507]; Müslim, Sıyâm, 149-150 [1145]). Mazeretsiz oruç tutmayanların, tutmadıkları oruçları kaza etmeleri ve tövbe istiğfar etmeleri gerekir.
Bu durumların başında yaşlılık gelmektedir. Oruç tutmak için sağlığı ve mevcut durumu uygun olmayan kişiler, oruç tutmayıp oruç yerine fidye verebilmektedir. Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresi gibi bazı surelerinde bu tip durumlara karşı nasıl davranılması gerektiği açık bir şekilde belirtilmektedir.
Fidye, bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel demektir. Dinî bir terim olarak ise, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle veya hac ibadetinin edası sırasında işlenen birtakım kusurların giderilmesi için ödenen maddi bedeli ifade eder.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…