İslam inancı, müslümanlar için Kabe’nin namaz kılınması için yönünü belirleyen kıblemiz olduğunu belirtir. İlk kıble ise Evliya Camii’nde olan Beraet Kandili’nde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) önderliğinde Mekke’den Kudüs’e doğru olan Kabe değil, Yeruşalim’deki Kudüs’teki Mescid-i Aksa idi.
Önceleri, müslümanlar namazlarını Kabe’ye doğru değil, Kudüs’e doğru kılmaktaydılar. Ancak bu durum, onların İslam’ın en önemli sembolü olan Kabe’ye olan bağlılığını gösterme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu durumu fark eden inananlar, Kudüs’ün yönündeki namaz yerine artık Kabe’nin yönüne doğru namaz kılmaya karar vermişlerdir. Bu olay da müslümanların ilk kıblelerini Mekke’ye çevirme anlamına gelmiştir.
Yine de bu değişiklik, müslümanların Kabe’ye olan bağlılıklarını ortaya koymaktan başka bir anlam ifade etmez. Çünkü İslam, Allah’ın emirlerine itaat etme, adaleti savunma ve merhametli olma gibi bir dizi değer ve prensipleri içerir. Bu nedenle, Mekke’ye yönelmek sadece bir sembolik eylem olup, İslam’ın temel ilkelerinin yaşanmasını sağlamak için bir araçtır.
Özetle, İslam’ın ilk kıblesi Kudüs’teki Mescid-i Aksa iken, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) liderliği altında müslümanlar, Kabe’ye yönelik namaz kılma geleneğine dönüş yapmışlardır. Bu değişiklik, müslümanların Mekke’ye olan bağlılıklarını ve İslam’ın sembolü olan Kabe’ye olan bağlılıklarını ortaya koymaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, İslam’ın temel ilkeleri, sembolik eylemlerden daha önemlidir ve her Müslüman, İslam’ın prensiplerini yaşamak için çaba göstermekle sorumludur.
Hz. Peygamber (sas) Medine’ye hicret ettikten sonra 16 veya 17 ay Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya yönelerek namaz kılmıştı. Bir gün cemaate namaz kıldırırken gelen vahiyle kıblenin Mescid-i Aksa’dan Kabe’ye çevrildiği bildirildi.28 Nis 2020
Hicretten yaklaşık bir buçuk yıl sonra arzuladığı şekilde Kâbe’ye kıble olarak yönelme emrini veren Bakara sûresinin 144. ayeti indi.
Peygamber’in Kudüs’e doğru namaz kıldığı sonucuna ulaştığını belirtmiş ve Beytü’l-Makdis’i ilk kıble olarak nitelemiştir.
Peygamber, Medine’ye hicret edince on altı ay Kudüs’e doğru namaz kıldı. Fakat Kâbe’nin kıble olmasını çok arzu ediyordu. Ve namaz kılarken, dualarla beklediği vahiy geldi… “Artık yüzünü Mescid-i Haram’a (Kâbe’ye) doğru çevir.” Asr-ı Saadet döneminde Müslümanların ilk kıblesi, Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa idi.11 Ara 2017
Sözlükte “kuşkulanmak, kesin bilgiye ulaşmak, itham etmek” anlamlarındaki zan (zann) masdarından isim olup hem “yakīnin zıddı, kuşku, kesinleşmemiş kanaat” hem de “ilim, düşünüp taşınarak ulaşılan kesin bilgi” mânasına gelir.
Suizan: Hakkında kesin hüküm bulunmayan bir şeyi kötüye yorumlamak. Zan, “sanmak, tahmin etmek” mânâsına geliyor. Hüsnüzan, iyiye de kötüye de yorumlanabilecek bir işe, güzel yönünden bakmak demektir. Bunun zıddı suizan olup “her şeye menfi yönden bakmak, insanların fiillerini ve davranışlarını kötüye yorumlamaktır.”9 Ağu 2016
Zan, dini literatürde sıkça ifade edilen bir kavramdır. Tek başına mutlak iyi ya da kötü bir an- lam taşımayan zan kavramı, daha çok nötr olarak bir şey hakkına bir kanaate sahip olmaktır.2 Ara 2020
“Hüsn-ü zan: Kesin hüküm bulunmayan bir şeyi iyiye yorumlamak. “Su-i zan: Kesin hüküm bulunmayan bir şeyi kötüye yorumlamak.” Zan, “sanmak, tahmin etmek” mânasına geliyor.20 Nis 2021
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…