İcma i ümmet kıyası fukaha, İslam hukukunda çok önemli bir konudur ve günümüzde hala tartışılmaktadır. Bu kavramlar, İslam toplumlarında uygulanan hukuki prensipler ve fukaha tarafından kullanılan metotlar hakkında bilgi vermektedir.
İcma, farklı zamanlarda ve farklı mekanlarda yaşayan Müslüman bilginlerin ortak bir karara varmaları anlamına gelir. Bir konuda icma meydana geldiğinde, o hüküm, İslam toplumlarında kabul görmekte ve uygulanmaktadır. İcma, Kur’an ve hadislere dayanmaktadır ve bu iki kaynağın dışında ek bilgilendirme sağlamaktadır. Örnek vermek gerekirse, toplumun çoğunluğunun bir konuda hemfikir olması ve bunun İslam hukukuna uygun olması durumunda icma meydana gelmiş sayılmaktadır.
Ümmet kıyası ise, bir durumu veya sorunu çözmek için bir benzetme yapılması anlamına gelir. İslam hukukunda, Kur’an ve hadislerde yer almayan bir konuda hüküm vermeye çalışan fukahalar, benzer bir durumu veya sorunu içeren bir hükme dayanarak çözüm üretmektedir. Bu çözüm, aslında orijinal hükümden türetilmiştir ve toplumun ihtiyaçlarına uygun olarak uygulanır. Ümmet kıyası, fukahaların görüş ve yorumlarına dayanmaktadır ve farklı fıkıh okullarında farklı kıyas uygulamaları bulunmaktadır.
Fukahalar, bu iki kavramı kullanarak İslam hukukunu geliştirmekte ve uygulanmasını sağlamaktadır. Fakat günümüzde, bu kavramlar üzerinde tartışmalar da mevcuttur. Bazıları, icma ve kıyasın İslam hukukunun evrensel ilkelerini yansıttığını savunurken, bazıları da bunların sadece dönemin şartlarına uygun olan geçici hükümler olduğunu düşünmektedir. Diğer bir tartışma konusu ise, farklı fıkıh okullarının birbirinden farklı icma ve kıyas uygulamalarına sahip olmasıdır. Bu durum, İslam toplumları arasında hukuki bir birlikteliğin sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
Sonuç olarak, icma i ümmet kıyası fukahaların İslam hukukunu oluştururken kullandığı önemli kavramlardır. Bu kavramlar, İslam hukukunun evrensel ilkelerini belirlemeye ve uygulamaya yardımcı olmaktadır. Günümüzde ise, bu kavramlar üzerine yapılan tartışmalar devam etmektedir.
Kıyas, hükmü hakkında nass (ayet ve/veya sünnet) bulunmayan bir meseleyi, aralarındaki ortak sebep-sonuç bağından dolayı hükmü ayet veya hadisler ile çözülmüş bir konuya benzeterek çözmektir. Kıyas yoluyla hükme varan hukukçuya müçtehit denilir.
Kıyas; mukayese yapmak ya da bir şeyi dayanak yapıp görüş (rey) belirtmek demek. Nitekim “Buğdayı buğday ile misli misliyle satınız, fazlasını satarsanız fazlası faiz olur” hadis-i şerifte geçen “buğdayı buğday ile misli misliyle satınız” ifadesi bir kıyastır.23 Oca 2015
İcmâın dinî literatürde kazandığı terim anlamı kelimenin sözlük anlamından bağımsız olmayıp fıkıh usulünde icmâ ana hatlarıyla, “Muhammed ümmetinin (müctehidler) onun vefatından sonraki herhangi zamanda dinî bir meselenin hükmü üzerinde fikir birliği etmeleri” şeklinde tanımlanır.
İcma: Bir hadisenin dini hükmünü ortaya koymak konusunda fakihlerin görüşlerinin bir noktada birleşmesidir. Kıyas: Bir hadisenin dini hükmünü ortaya koymak konusunda bir fakihin şahsî görüşüdür.
Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.
Karz, tüketim ödüncüdür. Para ya da misli bir malı fazlalık talep etmeden ödünç vermeye denir. Karz akdi ile borç veren kişi (müşteri) verdiği borcu dilediği zaman talep edebilir.
Tüketim ödüncü (karz) sözleşmesi, ödünç verenin bir miktar para ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devir etmeyi, ödünç alanında aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.15 Mar 2023
Sözlükte “kesip koparmak, karşılık vermek”, mekânla ilgili olarak kullanıldığında “çaprazından dolaşıp gitmek” gibi anlamlara gelen karz, terim olarak “geri ödenmek üzere verilen mal veya birine ödünç/borç verme” demektir.
Ödünç verenin, ödünç alanın satması ve elde ettiği semeni de muhafaza etmesi için bir şey vermesi halinde de karz akdi söz konusudur. Borçlunun, başka bir sebepten ötürü iade etmekle yükümlü olduğu bir miktar parayı, ödünç olarak muhafaza etmesine izin verilmesi halinde de karz akdi söz konusudur.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…