Bi’r-i Yûsuf da denilen bu kuyunun Ürdün civarında olduğu, bazı rivayetlerde içinde su ile birlikte yılan, akrep gibi haşaratın da bulunduğu, bazılarında ise her türlü haşarat ve vahşi hayvanın yaşadığı kör bir kuyu olduğu, ancak buraya atıldığında bunlardan hiçbirisinin Yûsuf’a dokunmadığı ifade edilmektedir.
Hz. Yusuf’un Kuyuda Cebrail’le Konuşması | Hz.16 באוק׳ 2021
Tanah’taki (Hristiyanların Eski Ahit’i) Yaratılış Kitabı’yla, Kur’an’da Yusuf Suresi’nde yaşamı anlatılır. Kur’an’da Yusuf tüccarlar tarafından bulunarak kuyudan çıkarılır ve Mısır’a götürülerek birkaç dirheme asillere satılır. (Yusuf: 20) Bu ifadeler anakronistik ifadeler olarak değerlendirilir.
☼a) Şeytan Hz. Yûsuf’a Allah’ı anmayı unutturdu. Böylece Yûsuf, zindan arkadaşından kendisinin suçsuz olduğunu krala hatırlatmasını rica etti de kurtuluşu Allah’tan dilemedi. Bundan dolayı Allah onu birkaç yıl daha zindanda tutarak cezalandırdı.
Sürüyü otlatmaya götürdükleri bir gün Ya’kūb, Yûsuf’u kardeşlerinin yanına gönderir. Onu öldürüp bir kuyuya atmayı düşünen kardeşlerin içinden Ruben, Yûsuf’u kurtarmak amacıyla onu öldürmeyip bir kuyuya atmalarını önerir ve Yûsuf pelerini çıkarılarak içinde su bulunmayan bir kuyuya atılır.
Sağlığa zararlı olan şeylere dair hükümlerden yola çıkılarak bu icmaya varılmıştır. Aynı şekilde şarabın haram olması, öğle namazındaki farzın dört rekat olması gibi konular icmaya ait örneklerdir.11 במאי 2020
İcmâ İslam hukukuna göre, herhangi bir çağ veya dönemde yaşamış İslam bilgini ve müctehidlerin kitap (Kur’an), Sünnet ve bazı mezheplere göre kıyasın delillerine dayanarak, şeriatın (İslami hükümlerin) konuları hakkında hüküm vermeleri veya benzer diğer hükümler arasında birleşmeleridir.
Bununla birlikte icmâ edenlerin müslüman ve müctehid olmaları gerekir. Müctehid, dinin tafsîlî delillerinden şer’î hüküm elde etme yeteneğine ve ehliyetine sahip olan, adaletli kimsedir. Bir diğer şart ise bir konu hakkında icmâ olarak kabul edilebilecek bir fikir birliğinin oluşmasıdır.
İcmâın dinî literatürde kazandığı terim anlamı kelimenin sözlük anlamından bağımsız olmayıp fıkıh usulünde icmâ ana hatlarıyla, “Muhammed ümmetinin (müctehidler) onun vefatından sonraki herhangi zamanda dinî bir meselenin hükmü üzerinde fikir birliği etmeleri” şeklinde tanımlanır.
İcmanın tanımı, kaynak değeri, şartları, işlevi, dayanağı gibi konular ayrıntılı olarak işlenmiştir. İcma öncelikle dinin uygulama boyutunun olmazsa olmazlarının tespiti etrafında şekillenmiş olmakla birlikte giderek inanç ve ahlak konularında da dinin sınırlarının belirlenmesinde kullanılmıştır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…