Hz. Eyüp, İslam inancına göre tarihte yaşamış sabır ve sınavla anılan bir peygamberdir. Yaşadığı dönem ve vefat tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, genellikle MÖ 10. yüzyılda yaşadığı düşünülmektedir.
Hz. Eyüp, Kur’an-ı Kerim’de de anlatılan zorlu bir sınavdan geçmiştir. Birçok nimete sahip olan Hz. Eyüp, Allah’ın izniyle bu nimetlerinin çoğunu kaybetmiştir. Hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalan Hz. Eyüp, ise sabrı ve teslimiyeti ile örnek bir duruş sergilemiştir.
Yıllar süren hastalık döneminde, Hz. Eyüp’ün dostları ve ailesi ona sık sık ziyaretlerde bulunmuş ve onu teselli etmeye çalışmıştır. Ancak Hz. Eyüp, sabrı ve inancıyla Allah’a sığınınca, bu zorlu süreci başarıyla atlatmıştır. Sonunda Allah, Hz. Eyüp’ün dualarını kabul ederek onu iyileştirmiştir.
Vefat tarihi konusunda kesin bilgiler olmasa da, Hz. Eyüp’ün hastalığını yenebileceği bir yaşa kadar yaşadığı düşünülmektedir. İnsanlar uzun bir süre hastalıkla mücadele ettiği için Hz. Eyüp’ün yaşının oldukça ileride olduğu tahmin edilmektedir.
Hz. Eyüp, sabrı ve inancı ile tanınıp sevilen bir peygamber olarak Müslümanlar arasında önemli bir yere sahiptir. Onun hayatı, özellikle zor zamanlarda sabrın ve teslimiyetin önemini vurgulayan anlatılarla anılır.
Sonuç olarak, Hz. Eyüp’ün vefat tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, tarihte yaşamış sabır ve sınavla anılan bir peygamberdir. Mücadelesi ve sabrıyla örnek bir duruş sergileyen Hz. Eyüp, İslam inanışında önemli bir rol oynamaktadır. O’nun hayatı, insanlara zorluklara karşı sabretmenin ve Allah’a sığınmanın önemini öğretmektedir.
Eyüp (Arapça: أَيُّوْب, Ayyūb) veya Eyob (İbranice: אִיּוֹב; Grekçe: Ἰώβ, Iṓb), İshak’ın soyundan gelen ve Kitâb-ı Mukaddes’teki Eyüp kitabının merkez figürü olan Yahudi din büyüğü. Kitâb-ı Mukaddes’te, hastalık ve problemlere karşı sabretmeyi gösteren örnek bir kişidir.
Enes b. Mâlik’ten nakledilen bir hadise göre Eyyûb hastalığını on sekiz yıl çekmiştir (Sa’lebî, s. 122; İbn Kesîr, el-Bidâye, I, 223). Bu hastalığın üç veya yedi yıl sürdüğüne dair rivayetler de vardır. Bir hadiste Eyyûb’un çarşamba günü hastalığa yakalandığı ve salı günü kurtulduğu belirtilir (İbn Mâce, “Ṭıb”, 22).
Yûsuf ‘un oğlu Efraim’in kızı Rahme’dir. Eyyûb takva sahibi, yoksullara karşı merhametli, dulları ve yetimleri kollayan, misafire ikram eden, yolcunun yardımına koşan ve Allah’ın verdiği ni- metlere şükreden iyi bir insandır. Hz.
Hz. Eyyub’un bedenindeki yaralar ve yaralardan meydana gelen kurtlar (mikroplar), bakınca görenleri tiksindirecek, halkı kendisinden nefret ettirecek bir vaziyette değildi. Onu görenler ağır bir hastalık içinde bulunduğunu biliyorlar, ancak ondan tiksinip kaçmıyorlardı. Çünkü onda öyle bir hâl yoktu.9 Ağu 2016
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…