Bana, Hârût ve Mârût nerede asılı? sorusu, birçok tartışma ve spekülasyonlara konu olan bir konudur. İslam mitolojisi ve hikayeleri ile ilgilenen birçok kişi bu konunun gerçekliğini merak etmektedir. Bu hikaye, ilahi emre karşı gelen iki meleğin hikayesini anlatır.
Bana, Hârût ve Mârût aslında meleklerdir ve Allah’ın emirlerine karşı gelerek insanlara sihir öğretmekle suçlanmışlardır. İslam mitolojisine göre, İblis ve meleklerin yaratılışı arasında bir ilişki vardır ve İblis ayrıcalıklı bir varlık olarak yaratılmıştır. Bu yüzden, Bana, Hârût ve Mârût’un insanlara sihir öğrettikleri ve isyan ettikleri söylenir.
Ancak, Bana, Hârût ve Mârût asılı meselesi hakkında net bir bilgi yoktur. İslam mitolojisinin kutsal kitabı olan Kuran’da, bu meleklerin nerede asılı olduklarına dair bir açıklama bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu konu hakkında yapılan çeşitli teoriler bulunmaktadır.
Bazı teorilere göre, Bana, Hârût ve Mârût meleklerinin asılı olduğu yer cennettir. Onlar, günah işleyen insanları cezalandırmak için cennetteler ve bu şekilde Allah’ın adaletini yerine getirirler. Diğer bir teori ise, bu meleklerin asılı olduğu yerin dünya olduğunu savunur. Onlara göre, Bana, Hârût ve Mârût insanların arasında dolaşır ve Allah’ın emirlerine karşı gelenleri cezalandırır.
Ancak, bu teorilerin hiçbiri kesin bir kanıt sunmamaktadır ve Bana, Hârût ve Mârût’un nerede asılı olduğu konusu hala bir gizem olarak kalmaktadır. Bu konu, din bilginleri ve araştırmacılar arasında hala tartışılan ve üzerinde çalışılan bir konudur. Her ne kadar kesin bir cevap olmasa da, İslam mitolojisinin önemli hikayelerinden biri olarak Bana, Hârût ve Mârût’un öyküsü hala ilgi çekici bir konudur.
🔶 Divan edebiyatında Harut ile Marut sihir ve büyü ile ilişkilendirilmiştir. Şiirlerde sihir ve büyü konusu işlendiği vakit muhakkak bu isimler geçmektedir. 🔶 Babil’de kuyudan baş aşağı sarkıtılan Harut ile Marut imgesi, divan şiirinde de büyü öğrettikleri için kıyamete kadar kuyuda hapsolan melekler şeklinde yer alır.7 May 2021
Aşk duygusuna kapılan Harut ile Marut bu şartı da kabul etmişler. Kadının şartı ona ism-i azamı öğretmeleriydi. Onlar öğretince kadın söyleyip gökyüzüne çıkmış. Allah kadını Zühre yıldızının üstüne koymuş ve Harut ile Marut’u da Babil’de bir yerde baş aşağı kıyamete kadar duracakları cezasını vermiş.
Sevgilinin çene çukuru (çâh-ı zenahdân) Bâbil’deki kuyudan (çâh-ı Bâbil), Hârût da (veya Mârût) o kuyuda asılı bulunduğu için sevgilinin zülüflerinden kinayedir. Çünkü sevgilinin zülüfleri çene çukuruna doğru uzanır ve Hârût ile Mârût da o kuyuda saçlarından asılmış olarak beklemektedirler.
🔶 Divan edebiyatında Harut ile Marut sihir ve büyü ile ilişkilendirilmiştir. Şiirlerde sihir ve büyü konusu işlendiği vakit muhakkak bu isimler geçmektedir. 🔶 Babil’de kuyudan baş aşağı sarkıtılan Harut ile Marut imgesi, divan şiirinde de büyü öğrettikleri için kıyamete kadar kuyuda hapsolan melekler şeklinde yer alır.7 May 2021
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…