“Haklı beddua sahibine döner mi?” sorusu, genellikle kişilerin başına gelen olumsuz olaylardan dolayı başvurduğu bir ifadedir. Bu ifade, doğrudan ya da dolaylı olarak bir kişinin bir başkasına dilemiş olduğu kötü niyetli sözlerin, sonucunda o kişiye geri dönebileceğini ima etmektedir. Ancak, bedduanın gerçeklikçi bir etkisi olduğuna dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır.
Beddua, genellikle öfke, kin veya hayal kırıklığı gibi negatif duyguların bir ifadesidir. Bir kişinin başına gelen kötü bir durum karşısında, o durumun sorumlusu olarak gördüğü kişiye beddua etmek, o anlık duygusal tepkinin bir sonucu olabilir. Ancak, bu bedduanın gerçekleşmesi için herhangi bir doğaüstü gücün olması gerekmektedir ve böyle bir güç bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.
Bedduanın gerçekleşmesi fikri, genellikle insanların birine yapılan kötülüğün intikamının ölesiye istenmesinden kaynaklanır. Ancak, her insanın hayatında olumsuz durumlar meydana gelebilir ve bu olumsuz durumlar genellikle bir kişinin yaşadığı hayatın doğal bir parçasıdır. Bir kişiye beddua etmek, o kişinin başına gelebilecek olumsuzluklarla ilgili bir sürecin başlangıcı değildir.
Hayatta karşılaştığımız sorunlar genellikle rastlantısal veya başka faktörlerden kaynaklanır. Bu nedenle, bir kişiye beddua etmek, sonuç olarak o kişiye geri dönmeyecektir. Bunun yerine, insanların yaşadığı olumsuzluklar genellikle kendi kararları, eylemleri veya durumlarının bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Sonuç olarak, “Haklı beddua sahibine döner mi?” sorusunun yanıtı bilimsel olarak kanıtlanamamıştır. Beddua etmek, genellikle duygusal tepkilerimizin bir ifadesidir ve gerçekleşmesi için doğaüstü bir güç olması gerekmektedir. Ancak, hayatta karşılaştığımız olumsuz durumlar genellikle rastlantısal veya başka faktörlerden kaynaklanır ve beddua etmenin gerçekçi bir etkisi bulunmamaktadır.
Beddua yapmak günahtır. Kötü muamele nasıl günahsa, kötü dua da günahtır. Ne kadar kızgın olursak olalım, karşı taraf ne kadar hakkımıza girmiş ve hukukumuzu çiğnemiş olursa olsun, insanların kötülüğüne dua etmemeli, hayrına ve iyiliğine dua etmeliyiz. Nitekim iyilik ve kötülük, aydınlık ve karanlık gibidir.11 Ara 2018
allah seni (sizi, onları) cehennemde öyle bir cezalandırsın ki: kabil, nemrut, firavun, ebrehe, ebu cehil, ebu lehep, lut kavmi var ya lut kavmi, sana (size, onlara) bakıp secdeye kapansınlar ve allah’ım şükür sana ki bizden daha zalimleri, daha kötüleri varmış desinler.
(Ana-baba, mazlum ve misafirin duası kabul olur) demek, (Ana-babanın çocuğuna yaptığı hayır dua, mazlumun [kâfir bile olsa] kendine zulmeden zalime yaptığı beddua, misafirin ev sahibine yaptığı hayır dua kabul olur) demektir. Yoksa misafirin, suçsuz olan ev sahibine yaptığı beddua kabul olmaz.
(Ana-baba, mazlum ve misafirin duası kabul olur) demek, (Ana-babanın çocuğuna yaptığı hayır dua, mazlumun [kâfir bile olsa] kendine zulmeden zalime yaptığı beddua, misafirin ev sahibine yaptığı hayır dua kabul olur) demektir. Yoksa misafirin, suçsuz olan ev sahibine yaptığı beddua kabul olmaz.
Esas kapı menfezinin üstünde Kanûnî devrine ait olduğu sanılan büyük bir “kelime-i tevhid” yazısı yer almakta, bunun altında giriş kemerinin ortasında ise Sultan II. Mahmud’un tuğrası bulunmaktadır.
Saadet Kapısı (Bâbüssaâde) Topkapı Sarayı’nın bir kapısıdır.
Kapının en üstünde Ali bin Yahya Sofi tarafından yazılmış bulunan müsemmen (karşılıklı) tarzda, celi sülüs hat ile Hicr Suresi’nin 45-48. ayetleri yazılıdır. Kapının üstündeki ilk kitabede sadeleştirilmiş şekliyle şöyle yazar: “Bu mübarek kale, Allah’ın rızası ve inayetiyle bina edilmiş.
Burada cülûs töreni yapılan son padişah VI. Mehmed (Vahdeddin) olmuştur. Bayramlarda ise yine bu kapının önüne “bayram tahtı” adı verilen taht konuluyor ve hünkâr tebrikleri burada kabul ediyordu. Bu törenin Abdülaziz’in saltanatının ilk yıllarına kadar devam ettiğini Abdurrahman Şeref Bey yazmaktadır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…