Hak ehliyeti, tüm kişilere tanınan bir ehliyettir. Kişinin yaşı, fikri ve bedeni gelişmesi gözönünde tutulmaksızın (fiil ehliyetinde tersi), tüm kişilere tanınan bir pasif bir ehliyettir. Hak ehliyeti, mirasçı olma ehliyetini, davaya taraf olma ehliyetini, evlenme ehliyetini v.s. içinde toplayan bir üst kavramdır.
Hak ehliyeti, tüm kişilere tanınan bir ehliyettir. Kişinin yaşı, fikri ve bedeni gelişmesi gözönünde tutulmaksızın (fiil ehliyetinde tersi), tüm kişilere tanınan bir pasif bir ehliyettir. Hak ehliyeti, mirasçı olma ehliyetini, davaya taraf olma ehliyetini, evlenme ehliyetini v.s. içinde toplayan bir üst kavramdır.
Gerçek kişiler ırkı, cinsiyeti, yaşı, dili,dini fark etmeksizin insanlardan oluşur. doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder”. Bu hükümden anlaşıldığı üzere, çocuk sağ doğmak koşul ile doğumdan önceki zamanda hak ehliyetine sahip olmaktadır.
TMK 14, kimlerin fiil ehliyetinin bulunmadığını belirlemektedir. TMK madde 14’e göre ayırt etme gücü olmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.
Yapılmaması yapılmasından daha iyi olan davranışları tanımlar. Bu tür fiilleri işlemek cezâ ve kınanmayı gerektirmez; ancak terk eden övülür. Örneğin toplu bir ibadete katılacak kimsenin soğan-sarımsak yemesi ve ikindi namazından sonra kerahat vaktine kadar nafile namaz kılmak bu tür mekrûhlardandır.
Tenzîhen Mekrûh; Helâle yakın olan mekruh demektir. Dinen herhangi bir bağlayıcılığı olmaksızın yapılmaması istenen hususlar genellikle tenzihen mekruh kapsamına girmektedir. Tenzihen mekruhun işlenmesi, dinen günah ve cezayı gerektirmemekle birlikte bunlardan kaçınmak, sevap kazandırıcı olup dinen güzel görülür.
Mekruh (Arapça: مكروه), İslam fıkıhında haram gibi kesin ve bağlayıcı olmamakla birlikte- yapılmaması istenen şeydir. Efâl-i mükellefindendir. Sözcük anlamı olarak “hoş görülmeyen, beğenilmeyen şey” manasına gelir.
Tahrîmen mekrûh: Dinde ayetlerin yorumlanması veya hadislere göre yapılmaması istenen şeydir. Yapılması helalden çok, harama yakındır. Ancak, açık ayet gibi kesin olmayan bir delile dayandığından veya delaletindeki bir kapalılıktan dolayı haram sınıfına alınmamıştır. Bu sebeple amelî haram olarak da bilinir.
Mekruh ikiye ayrılır: Tahrimen mekruh, tenzihen mekruh. Tahrimen mekruh: Vacibin terkidir. Harama yakın olan mekruhtur. Bunları kasıtla işleyen günahkâr olur.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…