Fondöten, günümüzde birçok kadının makyaj rutininde yer alan ve cilt tonunu eşitlemek, kusurları gizlemek amacıyla kullanılan bir kozmetik üründür. Ancak, bu ürünün kullanımıyla ilgili İslami açıdan birtakım tartışmalar vardır. Makalede, fondötenin İslam hukuku açısından caiz olup olmadığına dair bir değerlendirme yapılmaktadır.
İslam dini, bayanların güzelliklerini koruma ve kendilerini hoş gösterme konusunda özgürce hareket etmelerine izin vermektedir. Ancak, bu güzelliklerin doğal ve zararsız yollarla elde edilmesi gereklidir. Fondöten kullanımıyla ilgili tartışmalarda, ürünün cilde zararlı olabileceği ve cildin solunumunu engelleyebileceği konuları öne çıkarılmaktadır. İslam hukukunda, kişinin bedenini ve sağlığını koruma sorumluluğu olduğu için, zararlı maddeler içeren kozmetik ürünlerin kullanımı önerilmemektedir.
Diğer bir tartışma konusu ise fondötenin sahte bir görüntü yaratması üzerinedir. İslam dini, insanları dürüstlük ve samimiyet üzerinde durarak, doğal görüntüyü korumayı teşvik eder. Fondötenin aşırı kullanımı, insana sahte bir görünüm kazandırabilir ve bu da insanlar arasında güvensizlik yaratabilir.
Ancak, fondötenin cildin tonunu eşitleyerek cilt kusurlarını gizlemesi de dikkate alınması gereken bir faktördür. İnsanların kendine güvenini artırır ve sosyal açıdan kabul görmeyi sağlar. Dolayısıyla, fondöteni sadece cilt problemlerini gizlemek amacıyla kullanmak ve doğal görünümü bozmadan cilt sağlığını korumak caiz olabilir.
Sonuç olarak, fondötenin caiz olup olmadığı konusu üzerinde İslam alimleri arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Zararlı madde içermeyen, doğal ve hafif formüle sahip fondötenlerin kullanılmasıyla birlikte doğal güzellikleri koruma prensibi gözetilebilir. Her bir Müslüman bireyin kendi vicdanına ve İslam hukukunu anlama şekline bağlı olarak fondöten kullanımına yönelik kararlar verebilir.
Bugünkü tabir ile aşırı olmamak şartıyle makyaj yapabilirler. Sokağa çıkarken ve kendilerine nikâh düşen erkeklerin görecekleri yerlerde bu tip süslenmeleri terk etmeleri ve tesettüre uymaları gerekir. Bunun aksini yapmak caiz değildir.
Bugünkü tabir ile aşırı olmamak şartıyle makyaj yapabilirler. Sokağa çıkarken ve kendilerine nikâh düşen erkeklerin görecekleri yerlerde bu tip süslenmeleri terk etmeleri ve tesettüre uymaları gerekir. Bunun aksini yapmak caiz değildir.
Namahreme göstermemek şartıyla, süslenmenin günahı değil sevabı vardır. Çünkü kadının görevlerinden biri de kocası için süslenmektir. Güzel olanı sevme ve güzel görünmeye çalışma duygusu da insanın fıtratında, yaratılış hamurunda bulunan doğal bir durumdur. İslâm ise fıtrat dinidir.
Kural olarak altın ya da ipekle süslenmek erkeklere haram, kadınlara helâldir (Ebû Dâvûd, “Libâs”, 11; ayrıca bk. ALTIN; İPEK). Gümüş yüzük kullanmak ise erkekler için de câiz görülmüştür (Buhârî, “Libâs”, 45-48; Müslim, “Libâs”, 56-62).
Artık tasavvuf düşünce, ahlak ve anlayışının öğretildiği yer değillerdi. Bu yüzden 30 Kasım 1925 tarihinde, 677 sayılı kanun ile tekke ve zaviyeler tamamen kapatıldı. Böylece ülkeye zarar veren kişilerin yapacağı isyanlar daha fazla büyümeden bastırılmış oldu.26 Mar 2021
Bu kanun 13 Aralık 1925’te yürürlüğe girdi. 677 sayılı kanuna göre kapatılan, tekke, zaviye ve türbeleri açanlar, bu yerlerde ayin yapanlar, geçici de olsa izin verenler, 3 aydan az olmamak üzere hapis ve 50 liradan aşağı olmamak üzere para cezasına çarptırılacaktı.
Tekke
————-
Ülke
İl
İlçe
Coğrafi bölge
Türkiye Cumhuriyeti artık, şeyhler, dervişler ve müritler memleketi olamazdı. İşte 30 Kasım 1925’te kabul edilen bir yasayla tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı; türbedarlıklar ile şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik vb. birtakım unvanlar kaldırıldı.
Tekke (Osmanlıca: تكیه tekye; Arapça: تَكِيّة tekiyye), tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh gibi yapılardır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…