Fetret dini, İslam tarihindeki bir dönemi tanımlayan bir terimdir. Fetret dini dönemi, Muhammed’in vefatıyla başlayıp Emevi hanedanlığının kuruluşuna kadar olan zaman dilimini kapsamaktadır. Bu dönemde, İslam toplumu liderlik konusunda bölünmüştür ve bu da çeşitli siyasi ve dini sorunlara yol açmıştır.
Muhammed’in ölümünden sonra, Müslüman toplumu kimin liderlik edeceği konusunda anlaşmazlıklar başlamıştır. Bu anlaşmazlıklar, İslam toplumunu iki farklı gruba ayırmıştır: Sünniler ve Şiiler. Sünni Müslümanlar, Muhammed’in Dört Halife ile temsil edildiğini düşünürken, Şiiler ise Ali ve onun soyundan gelenlerin önderliğini savunmuştur.
Bu bölünmeler, İslam toplumunda iktidar mücadelelerine yol açmıştır. Fetret dini döneminde, farklı gruplar arasında çatışmalar yaşanmış, bu da dini, sosyal ve siyasi çalkantılara neden olmuştur. Fetret dini dönemi boyunca, siyasi liderlik kavramı o kadar belirsiz hale gelmiştir ki, birçok farklı grup kendini lider olarak ilan etmiştir. Bu dönemdeki liderlik mücadeleleri, İslam toplumunu güçsüz düşürmüş ve İslam’ın birliğini ciddi şekilde zayıflatmıştır.
Fetret dini döneminin sonunda, Emeviler Muaviye’nin liderliği altında iktidarı ele geçirmiştir. Emeviler, İslam toplumunu tekrar birleştirme çabası göstermiş ve Sünnilik inancını benimsemiştir. Ancak, bu dönemdeki çekişmeler, İslam toplumunda kalıcı etkiler bırakmış ve Sünni-Şii ayrılığı bugün hala devam etmektedir.
Fetret dini dönemi, İslam tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu dönemdeki liderlik mücadeleleri, İslam toplumunun birliğini sarsmış ve İslam dünyasında yerel iktidar mücadelelerinin temelini atmıştır. Bu döneme ait tarihsel olaylar ve ayrılıklar, Müslüman toplumunun bugünkü politik ve dini çeşitliliğinin temellerini oluşturmuştur.
Son devir müelliflerinden Muhammed Ebû Zehra, bu konudaki rivâyetleri değerlendirdikten sonra fetret-i vahyin müddetini üç yıl olarak bildiren rivâyetleri: “Allah’ın seçtiği kulu bu kadar uzun süre sıkıntıda bırakmayacağını” ileri sürerek reddeder ve bu müddetin ancak beş ay civarında olabileceği kanaatini belirtir ( …
Kısacası, Hz. Muhammed’in peygamberliğinden önce Araplar, tevhidden uzak, koyu bir cehâlet içinde olduklarından, bu dönem “Câhiliye dönemi”, ya da “bilgisizlik dönemi” olarak adlandırılmıştır.
Kısacası, Hz. Muhammed’in peygamberliğinden önce Araplar, tevhidden uzak, koyu bir cehâlet içinde olduklarından, bu dönem “Câhiliye dönemi”, ya da “bilgisizlik dönemi” olarak adlandırılmıştır.
Fetret-i vahyin süresi gerek hadislerde, gerekse İslâm tarihi kaynaklarında kesin olarak zikredilmemektedir. Kaynaklarda verilen bilgilerde bu müddet farklı olup, rivâyetlerde bildirilen en uzun süre üç yıldır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…