Hazrec ve Evs, Arabistan’ın Medine şehrinde (İslâmiyet’ten önceki adı “Yesrib”) yaşayan iki akraba Arap kabilesiydi. Medine’ye “Seylü’l-arim” diye adlandırılan sel felâketinden sonra Yemen’den gelmişlerdi. Sık sık aralarında savaşlar olurdu. En sonuncu savaş, aralıklarla 120 yıl kadar süren “Buas” harbidir.
Peygamber’in vefat etmesi üzerine Beni Saide gölgeliğinde bir araya gelen Evs ve Hazreç kabileleri Allah Resulü’nden sonra devleti kimin yöneteceğini belirlemek istediler. Bu iş için ön plana çıkan isim Hazreç kabilesi reisi Sa’d b. Ubade’ydi.
Hz. Peygamber’in Medine’ye hicretinden sonra Evs ile Hazrec arasında yıllardır devam eden savaşlar ve anlaşmazlıklar son buldu.
ikinci Akabe biatında Yesrib halkına özellikle aralarında yıllardır savaş olan Evs ve Hazrec kabilelerine barış, birlik ve bütünlük içinde yaşama umudu vermiştir.
Evs kabilesi, her iki tarafın da ağır kayıplar verdiği bu savaşta muhtemelen müttefikleri olan Nadîr ve Kurayzalılar’ın yardımı ile galip gelmiştir. Evs kabilesi Câhiliye devrinde Menât adlı puta tapıyordu.
Reddiyeler “nakiza/nakize” benzeri şiirler olmaları nedeniyle divan şiiri nazire geleneği içinde değerlendirilmesi gereken manzumelerdir. Bilindiği gibi “nazire” bir şairin şiirine, aynı vezin ve kafiyede yazılan benzer şiir anlamına gelir.
Tevhit ya da Tevhid, Türk ve İslam edebiyatında Allah’ı, yaratılış ve kainatın aslı gibi unsurları bir arada yorumlayan manzum –mensur edebî tür. İslâmiyet’in kabulüyle birlikte önce Arap ve Fars edebiyatında daha sonra da Türk edebiyatında sıklıkla işlenen bir nazım türdür.
Nazire, bir şiire başka bir şairin aynı konu ve vezin, kafiye veya redifle yazılan şiirlerin genel adıdır. Cahiliye devrinde varlığından bahsedilen nazire, ilk defa peygamberimiz zamanında ortaya çıkmıştır. Fars ve Türk edebiyatlarında ise XII. yüzyılda görülmeye başlanmıştır.
Muhammed’in vefatından sonra ortaya çıkan inanç ve fikir planındaki ayrılıklar sonucu meydana gelen “reddiye” yazma geleneği, ilmi konuların gelişmesiyle birlikte, dil ve edebiyat gibi çeşitli bilim dallarında da sürdürülmüştür. Reddiye yazma geleneğinin rastlandığı alanlardan biri de şerh metinleridir.5 Tem 2019
Arapça “redd” kökünden türetilmiş “reddiye”, sözlüklerde “bir fikri reddetmek için yazılan yazı” olarak tanımlanır. Divan şiiri terminolojisinde ise daha çok bir şairin şiirindeki bir düşünceye karşı çıkmak için yazılan şiirler reddiye olarak kabul edilir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…