El-Ahkamü’s-Sultaniye, Selçuklu döneminin önemli tarihçilerinden olan Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed el-Mavardi tarafından kaleme alınan bir eserdir. Eser, siyaset felsefesi ve hukuk alanlarında büyük bir etki yaratmıştır. İslam devletinin yönetim biçimini, hükümdarın yetkilerini ve adaletin nasıl sağlanacağını konu alan bir kitaptır.
El-Ahkamü’s-Sultaniye, toplumsal düzenin korunması ve devlet otoritesinin güçlendirilmesi üzerine odaklanır. Yazar, İslam devletinin temel prensiplerini ve hükümdarın rolünü açıklar. Kitap, devlet idaresinin ilkelere dayanması gerektiğini vurgulayarak, hükümdarın adaletli, cesur ve bilge olması gerektiğini belirtir.
Eserde ayrıca, hükümdarın yetkileri ve sorumlulukları üzerine detaylı bilgiler verilir. Adaletin sağlanması için hükümdarın yasaları doğru bir şekilde uygulaması, halkın hoşnutsuzluğunu önlemek için hareket etmesi gerektiği belirtilir. Aynı zamanda, hükümdarın danışmanlarına güvenmesi ve onların tavsiyelerine önem vermesi gerektiği vurgulanır.
El-Ahkamü’s-Sultaniye, İslam devletinin adalet sistemi üzerine önemli fikirler sunar. Adaletin sağlanması için halka güven duygusu aşılanmalıdır. Ayrıca, hakimlerin tarafsız olması ve yasa dışı faaliyetlerin cezalandırılması önemlidir. Kitapta, devletin gücünün sınırlarının belirlenmesi ve haksız yere güç kullanımının engellenmesi gerektiği vurgulanır.
El-Ahkamü’s-Sultaniye, İslam hukuk sisteminin temelini oluşturan önemli bir eserdir. Bu eser, Selçuklu İmparatorluğu döneminde büyük bir etki yaratmış ve o dönemdeki hükümdarlara rehberlik etmiştir. Günümüzde de hala siyaset felsefesi ve hukuk alanında değerli bir kaynak olarak kabul edilmektedir.
Aynı yüzyılda yaşamış olan Mâverdî (ö. 450/1058) ve Ebû Ya’lâ’nın (ö. 458/1066) el-Ahkâmü’s-Sultâniyye isimli eserleri buna örnek teşkil etmektedir.
Latince Alboacen (972-1058) olarak bilinen Ebû el-Hasan ‘Alî İbn Muhammed İbn Habîb el-Mâverdî (972-1058), Şafiî mezhebi hukukçusudur.
Aynı yüzyılda yaşamış olan Mâverdî (ö. 450/1058) ve Ebû Ya’lâ’nın (ö. 458/1066) el-Ahkâmü’s-Sultâniyye isimli eserleri buna örnek teşkil etmektedir.
Klasik İslâm hukuk literatüründe “devlet idaresiyle ilgili hükümler” mânasında kullanılan bir terim.
Çünkü Müslümanların, [Hz.] Peygamber tarafından tam bir kemalle sahip olunan bazı faziletleri kazanabilmeleri, onun sünnet’inin taklit edilmesi vasıta- sıyla gerçekleşir. Müslüman, [Hz.] Peygamber’i sünneti vasıtasıyla -nasıl dav- randığı, konuştuğu, yürüdüğü, yediği, karar verdiği, sevdiği ve ibadet ettiği- görür.
İslam dininde peygamber Muhammed’in farz olarak tanımlanan Kur’an emirleri dışındaki davranışları ve herhangi bir konuda söylemiş olduğuna inanılan söz (kavli sünnet, hadis), fiil (eylem) ve takrirlerine (susarak onaylama) verilen addır. Fıkıh’ta Ef’ali mükellefin’den sayılır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…