Ehli Hiref teşkilatı, kaliteli, dürüst ve ahlaki değerlere sahip insanların oluşturduğu bir kuruluştur. Bu kuruluşun amacı, toplumda adaleti sağlamak, haksızlıklarla mücadele etmek ve insanlara yardım etmektir. Ehli Hiref teşkilatı, uzun yıllar boyunca çalışanları ve gönüllüleri tarafından desteklenmektedir.
Teşkilatın üyeleri, farklı meslek gruplarından ve yaşam tarzlarından gelen insanlardan oluşur. Aralarında avukatlar, doktorlar, öğretmenler, mühendisler, işçiler ve öğrenciler gibi çeşitli meslek gruplarında çalışan insanlar bulunur. Teşkilatın üyeleri, eğitimlerini tamamlamış, mesleklerinde deneyimli ve topluma fayda sağlamak için motive olan insanlardan oluşur.
Ehli Hiref teşkilatının etkin bir şekilde çalışabilmesi için üyelerin belirli değerlere ve prensiplere uyması gerekmektedir. Bu değerler dürüstlük, adalet, empati, saygı ve hoşgörü gibi temel ahlaki değerlerdir. Üyeler, bu değerlere bağlı kalarak işlerini yaparlar ve toplumda adil bir şekilde hareket ederler. Teşkilatın amacı, toplumda adaleti temsil ederek, haksızlıkla mücadele etmek ve insanlara yardım etmek olduğundan, üyeler bu amacı benimsemiş ve bu doğrultuda çalışmaktadır.
Ehli Hiref teşkilatı, toplumda sürdürülebilir kalkınma ve iyilikseverlik için çalışmaktadır. İnsanlara eşit ve adil davranır, ihtiyaç sahibi insanlara destek sağlar ve toplumda pozitif bir etki yaratmaya çalışır. Teşkilatın üyeleri, gönüllü olarak çeşitli projelerde yer alır ve toplumun farklı alanlarında faaliyet gösterirler.
Sonuç olarak, Ehli Hiref teşkilatı, kaliteli ve dürüst insanlardan oluşan bir kuruluştur. Üyeleri, farklı meslek gruplarından gelir ve toplumda adaletin sağlanması, haksızlıkların önlenmesi ve insanlara yardım edilmesi amacıyla çalışır. Teşkilatın başarısı, üyelerin ahlaki değerlere ve prensiplere bağlılığına dayanır.
Sultan II. Mehmed döneminde (1451-1481) önce Edirne Sarayı ve ardından İstanbul’un fethi sonrası inşa edilen Eski ve Yeni Saraylarda başlayan Ehl-i hiref yapılanması, bir teşkilat olarak esas gelişimini Sultan II. Bayezid devrinde (1481-1512) gösterdi[2].
Osmanlı döneminde el sanatlarına, sanatçıya ve kültüre katkı sağlayan faaliyetlere oldukça önem verilirdi, ayrıca insanların uğraş verdikleri alana göre bir isimleri olurdu. O dönemler de sanatla uğraşan ve zanaat sahibi kimselere ‘ehli hiref’ ismi verilirdi.26 Eyl 2022
Saray himayesinde geliştirilen ehli hiref teşkilatının ilk temelleri 2. Beyazıt döneminde atılmıştır.26 Eyl 2022
Tebrizli usta grupları, Sultan II. Murad devrinde (1421-1451) Bursa ve Edirne’de inşa edilen yapılarda da çalışmalarını sürdürmüşlerdir[6]. Bu dönemde Karakoyunlu hükümdarı Cihan Şah’ın (1438-1467) hâkimiyetinde olan Tebriz, 1469 yılında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan tarafından ele geçirildi[7].
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…