Doğmamış bir bebeğe fitre verilip verilemeyeceği konusu, İslam dininde bir tartışma konusu olmuştur. Kimi alimler, bebek henüz dünyaya gelmediği için onun yerine ailesine fitre verilmesi gerektiğini savunurken, kimileri ise bu durumda fitre verilmesinin uygun olduğunu dile getirmektedir.
Fitre, Ramazan ayının sonunda ve bayramlarda zengin müslümanların ihtiyaç sahiplerine yardım amacıyla verdiği bir sadakadır. Fitre, maddi durumu iyi olan her müslümana farzdır. Ancak doğmamış bebekler için fitre konusu, anne babaların dikkatini çekmiştir.
Bebek henüz dünyaya gelmediği için bazı alimlere göre onun yerine ailesine fitre verilmesi uygun görülmüştür. Çünkü bebek, henüz kişisel varlığına sahip olmadığı için bu konuda bir mükellefiyeti de bulunmamaktadır. Dolayısıyla anne babanın bu durumda fitre vermesi, bebek adına yerine getirilen bir sorumluluk olarak kabul edilebilir.
Ancak diğer bir görüşe göre, doğmamış bir bebeğin fitre verilmesi uygun bir davranış olabilir. Doğmamış bebek, henüz annenin rahminde olsa da gelecekte hayata geleceği kesindir. Bu nedenle bebek adına verilecek fitrenin, onun gelecek varlığına yönelik bir iyilik olduğu düşünülebilir.
Bu tartışmalı konuda en önemli nokta, müslüman bireylerin kendi vicdanlarına ve din anlayışlarına uygun bir şekilde karar vermeleridir. Eğer anne babalar, doğmamış bebeklerine fitre vermek istiyorlarsa, bunu yapmalarında bir sakınca yoktur. Ancak anne babalar, fitreyi vermeyi düşünmüyorlarsa, bu durumda onlara bir sorumluluk yüklenmemiştir.
Sonuç olarak, doğmamış bir bebeğe fitre verilip verilmemesi konusu, İslam alimleri arasında farklı görüşlere sahiptir. Anne babalar, kendi vicdanlarına ve din anlayışlarına göre karar vererek, bu konuda kendilerini rahat hissetmelidirler.
Kişi, kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber, köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her müslümana fitrenin gerektiğini ifade etmiştir (Ebû Dâvûd, Zekât, 20). Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir.
Fıtır sadakasının dinen gerekmesinin (vücub) sebebi, ilgili hadislere dayanılarak “sağ olma” (sağ olarak Ramazan bayramına kavuşmuş olma) şeklinde belirlenmiştir. Bu nedenle hamile bir kadın veya eşi, kendileri için fitre vermekle yükümlüdürler. Doğmamış çocuğun fitresini vermek gerekmez.9 Şub 2023
Kişi, kendisinin ve ergenlik çağına ulaşmamış çocuklarının fitresini vermekle yükümlüdür (Kâsânî, Bedâî’, 2/70). Buna karşılık kişinin ana-babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve diğer yakınları için fitre ödeme zorunluluğu yoktur (Kâsânî, Bedâî’, 2/70,72).
Yani bireyin kendi torunu veya çocuğuna fidye vermesi mümkün değildir. Bunun yanında dedeye, anneye, babaya, büyük anneye, toruna, hanıma, evlada fitre verilmez. Eğer gelin, damat, kayınvalide, kayınpeder, üvey çocuk ve kayınbirader gibi kan bağı olmayan akrabalar fakir ise onlara verilebilir.28 Nis 2021
Belagat sahasında yazıldığı bilinen ilk Türkçe eser Akkoyunlular döneminde yaşayan Şeyh Ahmed el-Berdahî el-Âmidî (d. 850/1446-7) tarafından kaleme alınan Kitâbü Câmii envâi’l-edebi’l-Fârisî (907/1502) adlı eserdir (Yetiş, 1992: 384).
BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Ahmed Cevdet Paşa’nın Osmanlı Türkçesinin belâgatini mekteplerde okuyan öğrencilere öğretmek amacıyla kaleme aldığı eser.14 Mar 2022
Belâgat’ın ilk ilmi anlamda kurucusu Sibeveyh’tir, nasıl ki nahiv ilminin kurucusu olarak kabul ediliyorsa da Belâgat ilminin kurucusu olarak da kabul edilmektedir.
Ahmed Cevdet Paşa’nın (ö. 1895) Osmanlı Türkçesi’nin belâgat kurallarına dair eseri.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…