“Dinde liân” terimi, Türkçe’ye Farsça kökenli bir ifade olarak geçmiştir ve dinî bir kavramdır. Liân, kelime anlamı olarak “yeminleşmek” veya “aldatmasız bir şekilde gerçekleştirmek” anlamına gelirken, dinde liân ise evlilik bağının kopması durumunda eşlerin birbirlerini son kez tasdik etmek amacıyla başvurdukları bir ritüeldir.
Dinde liân, İslam dini hukukunda, evlilik birliğinin sona ermesi durumunda uygulanan bir törendir. Bu durum eşler arasında boşanma yaşandığında, dini bağların tamamen kopması anlamına gelir. Dinde liân töreni, eşlerin aile yapısının çökmesiyle birlikte, toplum içinde saygınlıklarını ve itibarlarını koruma amacı taşır.
Tören, İslam hukukuna göre, evlilik birliği sırasında düşük ihtimalde olsa bile, eşlerden birinin başka biriyle ilişkisi olduğu durumlarda gerçekleştirilir. Tören, kadının adil bir şekilde duyurulması ve bu iddiaya karşı savunması için bir fırsat sunar. Eşler, liân töreni sırasında, kutsal kitap olan Kur’an üzerine yemin ederler ve eşlerden biri işlediği suçu itiraf eder. Ardından, çiftin resmi olarak boşanması sağlanır.
Dinde liân uygulaması, toplumda itibarın korunması ve sıkı dini kuralların gözetilmesi amacıyla yapılan bir adımdır. Bu tören, toplumsal değerlere önem veren ve evlilik sadakatini temel alan İslam dininin bir gereği olarak kabul edilir. Ancak, çağdaş dönemde, liân uygulaması toplumun değişen değerleriyle çeliştiği düşünülen bir uygulama olarak eleştirilmekte ve bazı bölgelerde uygulanmamaktadır.
Sonuç olarak, “dinde liân” bir dini kavramdır ve evlilik birliğinin kopması durumunda eşlerin birbirlerini son kez tasdik etmek amacıyla başvurdukları bir ritüeldir. Bu uygulama, toplumsal değerlerin korunması amacıyla yapılan bir adımdır ancak günümüzde eleştirilere maruz kalmaktadır.
Sözlükte la’n “kovmak, Allah’ın rahmetinden uzaklaştırmak” mânasına gelir. Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde kelime sözlük anlamında kullanılmıştır. Bu kökün türevlerinden olan liân ve mülâane de “karşılıklı lânetleşme” demektir.
Allah’a ve kullara ait olmak üzere aymlığımız bu iki çeşit haktan haşka, a. Kendisinde hem Allah hem de kul hakkı bulunan, ancak Allah hakları galip gelen haklar: Kazf haddi gibi.
Liân kadına zina isnadı durumunda başvurulan bir işlemdir. Kocaya zina isnadı halinde liâna başvurulmaz; kadın iddiasını dört şahitle ispat edemezse kazf cezasına çarptırılır. Liân işleminin yapılabilmesi için zina isnadı anında kadınla erkek arasında geçerli bir evliliğin mevcut olması gerekmektedir.
Örfî bir vergi olan ispence, çift resminin karşılığı bir çeşit baş vergisi özelliği taşımaktaydı.
İspenç, tarımla uğraşan Hristiyan reayadan Osmanlı Devleti’nin topladığı vergidir. Bu vergi 25 Akçe değerinde olup her erişkin zımniden alınan kişisel bir vergidir. Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir.
Osmanlılar’da evli aile reislerinden alınan şahıs vergisi.
İspenç, tarımla uğraşan Hristiyan reayadan Osmanlı Devleti’nin topladığı vergidir. Bu vergi 25 Akçe değerinde olup her erişkin zımniden alınan kişisel bir vergidir.
Osmanlılar’da evli aile reislerinden alınan şahıs vergisi. İslâm devletindeki gayri müslim tebaanın erkeklerinden alınan baş vergisi.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…