Özelliklerine göre delilleri; biyolojik deliller, kimyasal deliller, fiziksel deliller, parça deliller, iz delilleri, görüntü delilleri ve dijital-bilişim delilleri olarak sınıflandırılmak mümkündür[1]. Bazı bulgular/deliler tüm maddi delil çeşitleri ile ilgili inceleme yapılması mümkündür.
Beş tür delil ise şunlardır: Bilirkişi, keşif, isticvap, tanık ve senet29. Serbest delil sis- teminin geçerli olduğu hukuk sistemine örnek olarak Türk Hukuku verilebilir. Şu nokta önemlidir ki; kanunumuzda bazı delillerin sayılması, hukukumuzda katı delil sisteminin kabul edildiği anlamına gelmez.
6100 sayılı HMK hükümlerine göre; uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanun’a göre “belge” olarak kabul edilmektedir (HMK m.199/1).
Çeşitli sınıflandırmalar olmakla birlikte, mahkemenin çözmesi gereken asıl olayı ispatlayan delillere doğrudan doğruya deliler, hakkında karar verilmesi gereken esas olaya bağlı olan yan olayları açıklayan deliler ise dolaylı veya belirti deliller olarak adlandırılır.
Delil, bir maddi vakıanın vuku bulup bulmadığına hâkimi inandırmaya yarayan ispat vasıtasıdır. Medeni Usul Hukuku delilleri kesin (kanuni) ve takdiri delil olmak üzere ikiye ayırmıştır. Kanuni delil ile hâkimin böyle bir delilin varlığı halinde takdir hakkını kullanamayacağı deliller kastedilmiştir.
Aristo’nun felsefî doktrinine sadık kalarak eserlerini şerhettiğinden İslâm âleminde “şârih”, Latin dünyasında “commentator” unvanıyla tanınmış, Batı’da İbn Rüşd adının tahrif edilmiş şekliyle Averroes olarak anılmıştır.
İbn Rüşd, İslam dünyasının en büyük âlimlerinden biridir. Aileden gelen kadılık geleneğine uygun bir şekilde kendisi de bu görevi devam ettirmiştir. Aynı zamanda felsefî araştırmaların merkezi olmakla ünlenen Kurtuba’da felsefe ile ilgili çalışmalara yönelerek, bu sahada da büyük katkılarda bu- lunmuştur.
İbn Rüşd’ün siyaset, din, hukuk, tıp ve felsefenin pek çok alanında 150’den fazla eser kaleme aldığı bilinmektedir. Özellikle Aristo’nun Organon külliyatı üzerine yazdığı pek çok şerh vardır. Bu şerhlerin boyutları küçük, orta ve büyük olmak üzere üç çeşittir.
İbn Rüşd, bir te’vilin geçerli olabilmesi için öncelikle te’vil edilen naslara dikkatleri çeker. O nasları te’vil açısından bir taksime tabi tutar ve bunların için- den hangi nasların te’vilinin yapılması gerektiğini veya hangilerinin te’vilinin ya- pılmasının sakıncalı olduğunu seçip ayırır.
İbn-i Rüşd’e göre din vahiy ürünüyken, felsefeyi ise insan aklının ürünü olarak değer gördü, fakat her ikisinin de kaynağının aynı olduğunu savundu. Batı dünyasında hiçbir Müslüman bilginin sahip olamadığı ün ve şöhrete erişen İbn-i Rüşd, Batı’da doktor olarak tanınsa da daha çok “Aristo yorumcusu” olarak bilindi.10 Ara 2018
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…