Darü’l-harpte kredi uygulaması, savaş zamanlarında finansal destek sağlamak amacıyla ortaya çıkmış bir yöntemdir. Kredinin caiz olup olmadığı konusu dinî otoriteler arasında tartışmalı bir konudur.
İslam dini, faizden kaçınılması gerektiğini öğütlemektedir. Faiz, para veya malın ödünç alındıktan sonra geri verilmesi karşılığında alınan ek bir bedeldir. Bu durum, faizli kredi anlamına gelir ve İslam’ın temel prensiplerine aykırıdır. Ancak, savaş zamanlarında meydana gelen finansal ihtiyaçlar, bu konuyu tartışmaya açmıştır.
Darü’l-harpte kredi, müslüman devletlerin savaş zamanında sürdürebilmek için kullandıkları bir yöntemdir. Bu sistemde savaşa katılanlara, savaş giderlerini karşılayabilmek için borç verilir. Bu borçlar, savaş sona erdiğinde geri ödenecektir. Ancak, burada krediye uygulanan bir faiz oranı olup olmadığı konusu tartışmalıdır.
Bazı İslam alimleri, darü’l-harpte kredinin caiz olduğunu söylemektedir. Onlara göre, savaş zamanlarındaki olağanüstü durumlar, darü’l-harpte krediye olanak tanımaktadır. Kredi kullanıcıları, bu krediden faydalanan müslüman toplumun bir parçasıdır ve savaşın finansmanı için gereken kaynaklar sağlanmalıdır.
Diğer yandan, bazı alimler ise darü’l-harpte kredinin caiz olmadığını savunmaktadır. Onlara göre, İslam’ın temel ilkeleri çerçevesinde faizden kaçınılmalıdır ve savaş zamanlarında da bu prensipten vazgeçilmemelidir. Bu düşünceye göre, savaş giderleri, hayırseverlerin bağışlarıyla veya zekat gibi mevcut İslamî kurallarla karşılanmalıdır.
Sonuç olarak, darü’l-harpte krediye olanak tanıyan sistem, İslam dininde faize karşı olan prensiplerle çelişmektedir. Bu konu üzerinde farklı görüşler mevcuttur ve tartışmalar devam etmektedir. Darü’l-harpte kredinin caiz olup olmadığına dair kesin bir karar verilmemiştir.
İslâmî hükümler kesin nass ile sabit ise bunlar hakkında ihtilaf sözkonusu değildir. Cumhur-ı fukahâ’ya göre müslümanların dârü’l-harb’te harbîlerle veya kendi aralarında faizle alış-veriş yapmaları haramdır.
konu hakkındaki görüşüne göre, Türkiye kesin olarak. Dâru’l-İslâm’dır. Dâru’l Harb’i Dâru’l-Harb yapan en önemli kâide, o yerin. harb yeri olmasıdır, yani savaşmaktır.24 Nis 2017
Buna göre faiz ve diğer haramlar -aksi bir delil olmaması durumunda- Dâru’ l-İslâm’da olduğu gibi Dâru’ l-Harb’te de haramdır.
Harp ülkesi, küfür ülkesi, savaş alanı. İslâm’ın siyasî otoritesinin dışında kalmış olup, yönetim tarzı ve yürürlükteki hukuku İslâmî olmayan bölgeler. Genel olarak İslâm hukukunda kâfir ve İslâm düşmanı yöneticilerin hâkimiyet ve yönetimleri altındaki toprakları anlatmada kullanılır.
Rivayet tefsiri, İslam dinine ait bir terim olup, Kur’an’ı yine Kur’an ayetleri ve peygamber ile sahabilerden gelen rivayetlerle yorumlama şeklinde yapılan tefsir türüdür. Bazı kaynaklar, bu rivayetler içine tabiin rivayetlerini katsa da bazıları bunu kabul etmez.
Bu ikili tasnifte Kur’an’ın Kur’an ile tefsir edilmesi, sünnet ile sahabe ve tabiûn sözü ile tefsir edilmesi rivayet tefsiri olarak kabul edilmiştir. Dirayet tefsiri ise kabaca, Kur’an’ın dil, kelam, fıkıh gibi yönlerden tefsir edilmesi olarak tanımlanmıştır.
Bu ikili tasnifte Kur’an’ın Kur’an ile tefsir edilmesi, sünnet ile sahabe ve tabiûn sözü ile tefsir edilmesi rivayet tefsiri olarak kabul edilmiştir. Dirayet tefsiri ise kabaca, Kur’an’ın dil, kelam, fıkıh gibi yönlerden tefsir edilmesi olarak tanımlanmıştır.
1. Rivâyet Tefsîri: Kur’ân’ı, Fatiha Sûresinden başlayarak, Nas Sûresine kadar, âyet âyet, sûre sûre; Kur’ân-ı Kerîm, Resûlüllah’ın (asm) sünneti, Sahabe ve Tâbiûn sözlerine (kaynaklarına) dayanarak yapılan tefsire, Rivayet tefsiri” denmektedir.13 May 2015
Rivayet tefsiri, İslam dinine ait bir terim olup, Kur’an’ı yine Kur’an ayetleri ve peygamber ile sahabilerden gelen rivayetlerle yorumlama şeklinde yapılan tefsir türüdür. Bazı kaynaklar, bu rivayetler içine tabiin rivayetlerini katsa da bazıları bunu kabul etmez.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…