Caferilerde ezan okunması konusunda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Çoğunlukla, Caferi inancındaki Müslümanlar, Ezan’ı her zaman camideki düzenli ezan okuyucusunun okumasını tercih etmektedirler. Bu durum, Türkiye’deki Sünni Müslümanlar arasındaki uygulamadan farklılık gösterir.
Caferi Müslümanlar, ezanı “Azandan Başka Bir Kişinin Okumaması” prensibi doğrultusunda yorumlamaktadır. Bu prensibe göre, sadece resmi olarak atanan bir kişi, genellikle caminin imamı veya görevlisi, ezan okuyabilir. Bu kişi, ezanı koridorda veya cami içindeki hoparlör sistemi üzerinden okuyabilir.
Caferi inancına göre, ezanın okunması sırasında herhangi bir değişiklik yapılamaz. Sünni inançta zamanda bazı değişiklikler bulunabilirken, Caferi Müslümanlar, ezan metnini değiştirmemekte ısrar ederler. Ezanı okuyan kişi, sadece arapça olarak ezan metnini, belirli bir şekilde okumakla yükümlüdür.
Ayrıca, Caferi Müslümanlar, fazla detay veya süslemelerden kaçınarak ezanı sadeliği koruyarak okumayı tercih ederler. Seslendirme sırasında, mütevazı ve sakin bir ton kullanılarak, metne sadık kalınır ve melodik bir ezgiye yer verilmez. Bu da ezanın sadece bir bildirim veya çağrı olduğunu vurgulamaktadır.
Modern teknolojiye adapte olarak, bazı büyük Caferi camilerinde ezanın kaydedilen bir versiyonu kullanılmaktadır. Bununla birlikte, bu uygulama daha çok büyük alt yapıya sahip camilerde yaygınken, küçük ölçekli veya köy camilerinde daha çok canlı ezan okuma tercih edilmektedir.
Sonuç olarak, Caferi inancında ezanın okunma şekli, Sünni Müslümanlardan farklılık gösterir. Ezanın sadece atanan bir kişi tarafından, sadelik ve değişiklik yapmaksızın okunmasına önem verilir. Modern teknolojiye rağmen, canlı ezan okuma daha yaygın bir uygulama olarak devam etmektedir.
Geleneğimizde 5 vakit ezanın her birinin farklı makamlarda okunduğu görülür. Bağlayıcı olmamakla birlikte, sıralama şöyledir: Sabah ezanı saba, öğle uşşak, ikindi rast, akşam segah, yatsı hicaz makanında okunur.15 Haz 2020
şii/cafer-i ezanı diye adlandırılan ezanın tek farkı: “eşhedü en lâ aliyyen veliyyullah” tır. ve bu da yukarıdaki yanlış beyanda olduğu gibi “eşhedü en lâ muhammeden resulullah” yerine değil, ondan sonra okunur. şeklindedir.
Sabit bir yöntemde karar vermek üzere Muhammed’in de katıldığı istişare toplantılarında ortak bir karara varılmamış olup daha sonraları sahâbeden bazı kimselerin (Abdullah bin Zeyd) gördükleri rüyalar sonuncunda mevcut ezan kullanılmaya başlanmıştır. Muhammed’in emriyle ilk ezan Bilâl-i Habeşî tarafından okunmuştur.
Şia düşüncesindeki ezan algısı ve şekli Sünnîlerden biraz farklı- dır. Şiî ezanı, Hz. Ali ismi etrafında şekillenmiştir. En çok dikkat çeken farklılık, ezanda eşhedü enne aliyyen veliyyullah ile hayye alâ hayri’l-amel ifadelerine yer verilmesidir.
Said Nursî, hayatı boyunca hürriyet ve meşrûtiyet taraftarı olduğu için, Sultan Abdülhamid’in mutlâkiyet rejimine muhalefet etmiştir. Üstelik, bu muhalefetinden dolayı da herhangi bir pişmanlık duymamıştır.1 Ara 2023
Nursi, sosyalizmi halkın medeniyeti olarak niteler ve bunun daha adaletli olduğunu, adalet-i halisenin ise İslamiyetten çıkıp ruha hayat verdiğini ifade eder. Ona göre mutlak adalet şeriatla mümkündür. “Şeriatın bir hakikatına, bin ruhum olsa feda etmeğe hazırım!
Öğrenim hayatı: 1887’de Tağ köyündeki Molla Mehmed Emin Efendi’nin medresesinde öğrenim hayatına başladı. 1888’de medrese eğitimi bırakarak köyüne döndü. Köyüne döndükten sonra, medrese öğrencisi olan ağabeyi Molla Abdullah’ın derslerini takip etti.
Sait Okur bilinen adıyla Said Nursî (1878 – 23 Mart 1960), Kürt İslam âlimi, müfessir ve yazar. Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye azalığı, Birinci Dünya Savaşı’nın Kafkasya Cephesi’nde milis alay kumandanlığı yapmıştır.
Nursi amacının maaş kapmak olmadığını söyleyerek maaş ve harcırahı reddetti. 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanından hemen önce İstanbul’a geldi. İstanbul’da Derviş Vahdeti’nin Volkan gazetesinde yazdı. İslamcı bir siyasal parti olan İttihad-ı Muhammedi Fırkası’nın (Fırka-i Muhammediye) kurucuları arasında yer aldı.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…