Bimaristanlar, tarihsel olarak Orta Doğu ve İslam dünyasında görülen hastanelerdir. Bu tür hastanelere özellikle İslam altın çağı olarak bilinen dönemde rastlanmıştır. Bimaristan kelimesi, Arapça “bimar” (hasta) kelimesinden türetilmiştir ve hastanelerdeki temel amacı belirtmektedir.
İslam dünyasında bimaristanların gelişimi, Müslüman bilginlerin tıp alanındaki başarısına dayanmaktadır. İslam altın çağında, tıp alanında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir ve bu durum üniversitelerin kurulmasına ve bimaristanların oluşumuna yol açmıştır. Bimaristanlar, hem hasta bakımı hizmeti sunmak hem de tıp öğretimi yapmak amacıyla kurulmuşlardır. Bu nedenle, bimaristanlar birçok farklı işlevi yerine getiren yerler olarak görülmüştür.
Bimaristanların kurulmasında, Orta Doğu’da hüküm süren birçok devlet etkili olmuştur. İslam altın çağında, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları gibi devletler bimaristanların kurulmasında önemli rol oynamışlardır. Bu devletler, tıp alanında önemli ilerlemeler kaydetmişler ve bu ilerlemeleri toplum sağlığı hizmetlerine yansıtmışlardır.
Bimaristanlar, hasta bakımını sağlamak için her türlü tıbbi malzemenin bulunduğu donanımlı bir yapıya sahiptiler. Ayrıca, bimaristanlarda çalışan doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık personeli, dönemin en iyi eğitim almış sağlık profesyonelleri arasından seçilmekteydi. Bu sayede, bimaristanlar hem hasta tedavisi için gerekli tıbbi yöntemleri kullanabiliyor hem de tıp öğretimine katkıda bulunabiliyordu.
Sonuç olarak, bimaristanlar İslam dünyasındaki hastanelerdir. Bu hastaneler, tıp alanındaki ilerlemelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmış ve hem hasta bakımı hem de tıp eğitimi amacıyla kullanılmıştır. İslam altın çağında, birçok İslam devleti bimaristanların kurulmasında önemli rol oynamıştır. Bimaristanlar, zamanın en iyi tıbbi malzemelerine sahip olmaları ve nitelikli sağlık personeliyle çalışmaları nedeniyle etkili bir şekilde hasta bakımı sağlayabilmişlerdir.
Bimar Farsça hasta, Stan Sanktritçe ev barınak demektir. Böylece Bimaristan hastalar evi yani hastahane mânâsına gelir[16]. At-Taberî[17] ve al-Makrizi’ye[18] göre ilk İslâm hastahanesi M.S. 706 ilâ 707 (Hicrî 88) senesinde Şam’da Emevî halifesi al-Velid bin Abd al-Melik tarafından tesis edilmiştir.
Selçuklular döneminde Şam’da Atabeg Nûreddin Zengî’nin 1154’te kurduğu kendi adıyla anılan bîmâristan çok önemli bir tıp merkezi olarak ortaya çıkmıştır.
Şifa evi, sağlık evi anlamlarına gelir. Bu adın yanı sıra kaynaklarda bimarhane (hasta evi), darülafiye (afiyet/sağlık evi), darüssıhha (sağlık evi), şifahane (şifa evi), bimaristan, maristan (hasta yurdu) terimleri de aynı manada geçer. İslam toplumlarında ilk hastanenin 707 yılında, Emevi Halifesi Velid b.
Bimarhane; Farsça bir kelime olup, “bimar” hasta anlamına gelmekte ve “hane” kelimesi de bugünkü anlamıyla “ev” olarak tanımlanmaktadır. Hastane anlamına gelen bimarhane, 17.yy öncesine kadar maristan, bimaristan, darüşşifa kelimeleri aynı anlamda kullanılmıştır.5 Kas 2021
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…