Bakara Suresi’nin 174. ayeti, Yahudilere hitap eden ve onları tövbeye çağıran önemli bir mesaj içermektedir. Bu ayet, Yahudilerin attıkları adımlarına dikkat etmeleri ve Allah’ın kendilerine verdiği nimetlere şükretmeleri gerektiğini vurgulamaktadır.
Ayetin içeriği, Yahudilerin sürekli olarak şüphe içinde oldukları ve sadece iyiliklerin kendilerine ait olduğunu düşündükleri bir dönemde inmiştir. Allah, onlara büyük hayır ve nimetler vermiş, kendilerine bir kitap göndermiş ve onları kurtuluşa erdirmenin yollarını göstermiştir. Bununla birlikte, Yahudiler daha sonra inançlarında zayıf düşmüşler ve İslam’ı reddetmişlerdir.
Ayette, Yahudilere, kendilerine yapılan bu ikramlara karşılık olarak Allah’a şükretmeleri ve Ona yönelmeleri gerektiği hatırlatılmaktadır. Kendi nefislerini kandıran, inkar eden ve gerçekleri reddeden Yahudilerin yanlış yollara sapmaları eleştirilmektedir. Onlara, Allah’ın nimetlerine karşı nankörlük etmemeleri, Heva (istek) uğruna kendi elleriyle yapmakta olduklarına uymamaları gerektiği söylenmektedir.
Bu ayet, insanlara Allah’ın lütuflarını hatırlatma ve şükretmeleri konusunda önemli bir mesaj içermektedir. İnsanlar, dünyada sahip oldukları nimetleri kendilerinin yaptıkları bir şey olarak görebilmekte ve Allah’ın varlığını ve katkılarını göz ardı etmektedirler. Bu ayet, insanlara düşünmelerini ve Allah’ın verdiği nimetlere şükretmelerini hatırlatmaktadır.
Sonuç olarak, Bakara Suresi’nin 174. ayeti, Yahudilere yönelik bir uyarı niteliğindedir. Ayet, Allah’ın verdiği nimetlere şükretmeyi, Ona yönelmeyi ve doğru yolda olmayı hatırlatmaktadır. İnsanlara, içinde bulundukları ayetleri düşünmelerini ve Allah’ın lütfunu algılamalarını, O’na karşı minnettarlık duygusuyla hareket etmelerini öğütlemektedir. Bu ayet, insanların kendilerine verilen nimetlerin kaynağını unutmamaları ve şükrederek daha iyi bir hayat sürmeleri gerektiği mesajını iletmektedir.
Sümerlerden izler taşıyan dinlerde, Yahudilerde, Mısır’da, Araplarda ve Tevrat’la Kur’an gibi kutsal kitaplarda domuz etinin yenmesi yasaklanmıştır.3 Eki 2016
Ayrıca “Âyetlerimi az bir karşılık ile satmayın” meâlindeki ifade, Allah’ın yüce ve kutsal kitabını ve dinini kişisel ve maddî çıkarlar için kullanıp yanlış yorumlayanlara, haramları helâl, helâlleri haram göstermeye kalkışanlara karşı kesin bir uyarıdır.
Allah size yalnızca murdar eti, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkasının adına kesilmiş olanı haram kıldı. Ama biri zorda kalırsa, haksızlığa sapmadıkça, sınırı aşmadıkça kendisine günah yoktur. Biliniz ki Allah bağışlayan ve esirgeyendir.
Sutoksin adı verilen bir maddeyi içeren domuz eti, kanın kirlenmesine ve lenflerin iltihaplanmasına neden olacaktır. Lenfler iltihaplandığında boğaz çevresinde domuzu andıran bir şekil oluşmaktadır. Bu hastalık ise skrofuloz adıyla bilinir. İnsan sağlığı tehdit edildiğinden ötürü tüketimi haramdır.
Ahmediyye olarak da anılan eser, Mürîdî’nin Pend-i Ricâl adlı manzum nasihat-namesine naziredir. Ahmed-i Mürşidî’nin bu mesnevisine Muhammed Şerîf Efendi (1772-1844) de 1811 yılında Pend-i Gülistân ismini taşıyan bir nazire yazmıştır (Kılıç 2005).
Ahmedîler, İslâm’ın temel kaynakları olan Kur’an, sünnet ve hadisi tam olarak kabul ederler. Mirza Gulam Ahmed’in düşünceleri, fikirleri ve de kendisine ilham olunduğuna da önem atfetmektedirler.
Gulam Ahmed, 4 Kasım 1900’de bir bildiri yayımlayıp kurduğu hareketin adını Muhammed’in isimlerinden biri olan “Ahmed”e işâret ederek “Ahmediye” olarak ilân etti. 1908’den beri dünyanın geri kalanı da cemaatin resmen benimsediği “Ahmediye” ismini yaygın olarak kullanmaktadır.
Çalışmamızın konusu olan Ahmediye Cemaati (Kâdıyânilik Mezhebi) de modern dönemde Hint Alt Kıtası’nda ortaya çıkmış fikri cereyanlardan birisidir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…