Ashab-ı Suffe, İslam’ın ilk dönemlerinde Hz. Muhammed’in yanında yaşayan ve onun öğretilerini öğrenmek için Medine’deki bir köşkte ikamet eden bir grup Müslümandır. Ashab-ı Suffe’nin topluma olan en büyük katkısı sosyal alanda olmuştur.
Bu grup, İslam toplumunun dayanışma ve paylaşma ruhunu temsil etmiştir. Ashab-ı Suffe, Hz. Muhammed’in liderliği altında bir araya gelerek birbirleriyle dayanışma içinde yaşamışlardır. Zenginlerin mal varlıklarını fakirlerle paylaşması ve birlikte yaşamaları, toplumda sosyal eşitliğin sağlanmasına katkıda bulunmuştur.
Ashab-ı Suffe’nin en önemli özelliği, bilgi ve öğrenme alanında da büyük bir katkı sağlamış olmalarıdır. Bu grup, Hz. Muhammed’in öğretilerini öğrenmek ve İslam’ı doğru bir şekilde yaşamak için sürekli olarak onun yanında bulunmuşlardır. Bu sayede, İslam’ın temel prensipleri ve hükümleri üzerinde derinlemesine bir bilgiye sahip olmuşlardır. Ashab-ı Suffe, bu bilgiyi toplumla paylaşarak, insanlara İslam’ın ilke ve hükümlerini doğru bir şekilde anlamalarına yardımcı olmuşlardır.
Ashab-ı Suffe’nin topluma en büyük katkısı, İslam’ın sosyal ve ahlaki ilkelerini yaymak ve uygulamak için verdikleri çabadır. Bu grup, cömertlik, paylaşma ve yardımlaşma gibi değerleri topluma benimseterek insanlar arasında dayanışmayı pekiştirmişlerdir. Aynı zamanda, İslam’ın bilgi ve öğrenme üzerindeki vurgusunu başarıyla gerçekleştirmişler ve topluma doğru bilgiyi aktarmışlardır.
Sonuç olarak, Ashab-ı Suffe’nin toplumda en büyük katkısı sosyal alanda olmuştur. Onlar, sosyal adaletin sağlanması, dayanışma ve paylaşma ruhunun yayılması ve İslam’ın doğru bir şekilde anlaşılması için büyük çaba göstermişlerdir. Ashab-ı Suffe’nin bu çabaları, İslam’ın ilk dönemlerinde toplumun birlik ve beraberlik içinde olmasını sağlamış ve İslam’ın temel değerlerinin yayılmasına katkıda bulunmuştur.
Bu açıdan Allah Rasûlü’nden ve Suffe’nin öğretmen kadrosundan dersler alan Ashâb-ı Suffe, Rasûllullah döneminde ve dört halife devrinde Kur’ân ve kırâat sahasında gerçekleştirdiği faaliyetlerle Kur’ân eğitim-öğretim tarihinde önemli rol oynamıştır.
Suffe, ashâb-ı Suffe’nin vakitlerini Resûlullah’ı dinleyip ondan İslâm’ın esaslarını öğrenerek geçirmeleri dolayısıyla kısa zamanda bir eğitim kurumu haline geldi. Zaman zaman Kur’an’ın nüzûlüne şahit olan Suffe ehli, Hz. Peygamber’e sorular sorarak birçok meselenin aydınlanmasına vesile olurdu (Buhârî, “Ṣalât”, 84).
Ashab-ı suffa, İslam peygamberi Muhammed tarafından Mescid-i Nebevi’nin duvarına bitişik olarak kurulmuş olan ve “suffa” adı verilen gölgelikte yaşayan; genellikle genç, bekar ve yoksul insanlar.
Hz. Muhammet döneminde Mescid-i Nebevinin hemen yanına üstü hurma dallarından yapılan gölgelikle örtülü bir alan oluşturulmuştur. Çardak benzeri bu alanda bir evi ve ailesi olmayan Müslümanlar kalırdı.16 Nis 2021
İlâhî bir sıfat olarak “Allah’ın gerek duyular âlemine gerekse duyu ötesine ait bütün nesne ve olayları bilmesi” diye tanımlanabilir. Kur’an’da Allah’ın en yetkin şekliyle bilen bir varlık olduğu alîm, habîr, şehîd, hâfız, muhsî, vâsi’ gibi isimlerle ifade edilmiştir.
Âlim kelimesi Arapça’daki “bilmek” anlamında olan “A-lime” kökünden türetilmiştir. İslâm’da âlim; Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerîm başta olmak üzere Resulullah’ın hadîslerini ve bütün sünnetini bilen, diğer İslâmî ilimlerden gerektiği şekilde haberdar olup ileri seviyede bir bilgi birikimine ulaşmış kimseye denir.
Buna göre âlim; İslâm öncesi câhiliye toplumunda kabile geleneği- ne dayanarak tecrübesiyle bilgi elde eden, bilen kimse iken, İslâm’ın gelmesiyle birlikte bilgisini sağlam ve güvenilir kaynak olan ve kesin bilgi ifade eden Kur’ân ve sünnete dayandıran kimsedir.
İlâhî bir sıfat olarak “Allah’ın gerek duyular âlemine gerekse duyu ötesine ait bütün nesne ve olayları bilmesi” diye tanımlanabilir. Kur’an’da Allah’ın en yetkin şekliyle bilen bir varlık olduğu alîm, habîr, şehîd, hâfız, muhsî, vâsi’ gibi isimlerle ifade edilmiştir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…