Allah’ın razı olduğu nefis, bir kişinin özünde bulunan doğru düşünce, tutum ve davranışlarıyla uyumlu olan, ahlaki değerlerle donanmış bir kişiliği ifade eder. Bu makalede, Allah’ın razı olduğu nefsin özellikleri üzerinde durulacak ve nasıl kazanılabileceği üzerinde durulacaktır.
Allah’ın razı olduğu nefis, öncelikle Allah’a tam bir teslimiyetle yaşayan, O’nun emir ve yasaklarına uyan bir kişiyi ifade eder. İmanın esaslarına sıkı sıkıya bağlı olan ve bu esaslara uygun bir yaşam sürdüren bir birey, Allah’ın razı olduğu nefsi kazanmış olur. Namazını kılan, orucunu tutan, zekatını veren, hacca giden ve diğer ibadetleri eksiksiz yerine getiren bir kişi, Allah’ın hoşnutluğunu kazanır.
Bununla birlikte, Allah’ın razı olduğu nefis, başkalarına karşı da dürüst, adil ve merhametli olmayı gerektirir. Zayıf ve muhtaç insanlara yardım etmek, kimsesizlere sahip çıkmak, adaletli davranmak ve insanların haklarını korumak, bu tür bir nefsin karakteristik özellikleridir. Aynı zamanda, insanların kusurlarını ve hatalarını hoşgörüyle karşılamak, affedici olmak da Allah’ın razı olduğu bir nefse sahip olmanın göstergelerindendir.
Allah’ın razı olduğu nefis, kişinin nefsi arzularına karşı direnç gösterebilmesini de gerektirir. İnsan, nefsi arzularının esiri olmadan, onları kontrol altında tutmalı ve doğru kararlar almalıdır. Sebat etmek, sabırlı olmak ve dünyevi arzulara kapılmamak, Allah’ın rızasını kazanmak için gereklidir.
Sonuç olarak, Allah’ın razı olduğu nefis, iman esaslarına bağlı, ibadetlerini eksiksiz yerine getiren, başkalarına karşı merhametli, adil ve dürüst olan, nefsi arzularına direnebilen bir kişiliği ifade eder. Bu makalede belirtilen özelliklerin kazanılması ve sürekli olarak geliştirilmesi, kişiye huzur ve mutluluk getirecek ve Allah’ın hoşnutluğunu kazandıracaktır.
Nefsin yaratılması, insanların yaşaması, üremesi ve dünya için çalışmaları ve ahiret için cihat sevabı kazanmaları içindir. Allahü teâlâ, nefsi böyle nice faydaları için yarattı… Allahü teâlâ bütün insanlara acıyarak, nefse hakim olup, zararlı arzularını önlemeleri için, akıl da yarattı.
Nefsin bu arzusu ilah olmak, herkesin kendine tapınmasını istemek demektir. Allah’a ortak olmak ister. Daha da ileri giderek bizzat ilah olmak ister. Hadis-i kudside, Allahü teâlâ, (Nefsine düşmanlık et, çünkü nefsin, benim düşmanımdır) buyuruyor.
Meselâ Allah nefse, “Ey itminana ermiş nefis! Dön rabbine, sen O’ndan razı, O da senden razı olarak” diye hitap eder (el-Fecr 89/27). Bu hitap nefsin anlayan, düşünen, dönen, Hak’tan razı olan ve O’nun rızâsına eren bir varlık olduğunu gösterir.
Karın boşluğunda bulunur, kumandası secde yeridir, bütün vücuda oradan kumanda etmek ister. Ruh ile nefis vücutta ayrı ayrı yer tutmuşlardır. Nefsin hayatı da ruh iledir.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…