Allah’ın her şeyi bilmesi, onun kâinatın yaratıcısı ve evrenin hâkimiyeti altında olduğuna dair bir kanıttır. Tanrı, her var olan şeyi, geçmiş, şimdiki ve gelecekte olanları bilen mutlak bir bilgi sahibidir. Bu özellik, İlahi bilgi ya da “Allah’ın her şeyi bilmesi” adı altında tanımlanır.
Allah’ın her şeyi bilmesi, birçok dini metinde vurgulanmaktadır. Kuran-ı Kerim’de, “Allah her şeyi bilir” ifadesi birçok kez yer almaktadır. İslam inancına göre, Allah’ın bilgisi sınırsızdır ve bu, onun ezeli ve ebedi olmasının bir göstergesidir.
Allah’ın her şeyi bilmesi, insanlar için bir güvence kaynağıdır. Çünkü O, insanların niyetlerini, düşüncelerini, eylemlerini ve gelecekteki hallerini bilir. Bu nedenle, insanlar O’na sığınarak kendilerini koruma ve doğru yolu bulma imkanı bulurlar.
Allah’ın her şeyi bilmesi, birçok felsefi ve teolojik tartışmaların konusu olmuştur. Bu özellik, Tanrı’nın her şeyi önceden belirlemesi ile bağlantılıdır. Bazıları, bu durumu insanın özgür iradesini etkilediği ve sorumluluk duygusunu azalttığı gerekçesiyle eleştirirken, diğerleri ise Tanrı’nın önceden bilgisi ve insanın iradesinin birlikte var olabileceğini savunur.
Allah’ın her şeyi bilmesi, aynı zamanda evrenin düzenine ve işleyişine de bir işaret olarak kabul edilir. Her bir atomun hareketinden, yıldızların yer değiştirmesine kadar tüm olaylar, Allah’ın bilgisi ve hikmetiyle gerçekleşmektedir.
Sonuç olarak, Allah’ın her şeyi bilmesi, İslam inancının temel prensiplerinden biridir. Bu özellik, Tanrı’nın bilgelik, güç ve kudretine dair bir kanıttır. İnsanlar için rahatlama ve güven kaynağı olan Allah’ın her şeyi bilmesi, aynı zamanda evrenin düzenine işaret eder. Tartışmalara konu olsa da, bu özellik, insanların kendi hayatlarında doğru kararlar almak ve doğru yolu bulmalarına yardımcı olacak bir rehberlik sunar.
Sözlükte “işitmek, duymak, bir dileği kabul etmek, anlamak; duyurmak” mânalarındaki sem’ kökünden türeyen semî’ “işiten” demektir. Allah’a nisbet edildiğinde “işitilmeye konu teşkil eden her şeyi işiten” diye açıklanır.
Her Şeye Gücü Yeten, mutlak kudret veya Omnipotent, felsefede Tanrının Her Şeye gücünün yeteceğini tanımlar. Her şeye gücü yeten daha resmi teolojik tartışmalarda, mucizeler ve kötülük sorunu hakkındadır.
“Görmek, bilmek, sezmek; görme duyusu ve göz” mânalarına gelen basar, Cenâb-ı Hakk’ın görmeye konu olan şeyleri tam olarak idrak ettiğini ifade eden bir kemâl sıfatıdır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…