“Allah’a şirk Koşarsak ne olur?” sorusu, İslam dininin temel prensiplerinden biridir ve İslam inancının en önemli konularından birini ele almaktadır. Şirk, İslam inancında bir kişinin Allah’ın birliğine uygun olmayan herhangi bir şeyi ortak koşması anlamına gelir. Bu, Allah’ın tek ve eşsiz bir yaratıcı ve yönetici olduğuna inanan Müslümanlar için büyük bir günah olarak kabul edilir.
Allah’a şirk Koşmanın sonuçları oldukça ciddidir. İslam’a göre, şirk Allah tarafından affedilemeyen bir suçtur ve şirk koşan kişinin ahirette ebedi olarak cehennemde cezalandırılacağına inanılır. Bu inanç, Müslümanlara Allah’a tek ve mutlak bir şekilde inanmanın önemini vurgular.
Şirk, çeşitli formlarda ortaya çıkabilir. Bir kişi, Allah’ın yanında başka bir tanrıya veya ilaha tapabilir, putlara veya sembolik nesnelere tapabilir veya Allah’ın yaratıcılığını ve denetimini paylaşan başka bir güce inanabilir. Bu gibi davranışlar, Allah’ın birliğini ve egemenliğini reddederek şirke yol açar ve kişiyi İslam’ın temel prensiplerinden sapmış olur.
Şirk savunucuları, genellikle Allah’a daha yakın olmak veya nimetlerden daha fazla faydalanmak amacıyla şirke girebileceklerini düşünürler. Ancak bu, Allah’ın sınırsız kudretine ve merhametine güvensizlik olduğu için İslam inancına aykırıdır.
Bu nedenle, Müslümanlar için Allah’a şirk Koşmak büyük bir hata ve günah olarak kabul edilir. İslam’ın temel ilkesi olan tevhid, Allah’ın birliğine olan sınırsız inancı ifade eder. Bu inanca sadık kalmak, Müslümanlar için büyük bir önem taşır ve Allah’ın rızasını kazanmak ve ahirette cenneti elde etmek için gereklidir.
Allah’a dua etmek için heykel ve put gibi aracıları kullanan kişilerin işlediği günaha şirk-i takrib adı verilir. Şirk Koşmak Nasıl Olur? Allah’tan başka bir varlığı daha yaratıcı kabul eden herkes şirk koşmuş olur. Bazı mutasavvıflar tarafından mal mülk biriktirme hırsı ve dünya sevgisi de şirk olarak yorumlanmıştır.26 May 2021
Bu fiillerin içinde en sık zikredileni şirk koşmak yani İslam akidesinin temeli olan Allah’ın birliği kaidesine inanmamak, bunu reddetmek küfürdür. Bu sebeple Allah’a şirk koşan İslam’a göre kâfir olur. Yani dinden çıkar.
Kelamcılar (İslam akaid felsefecileri olan) yaratılmış olanların, Kadir-i Mutlak olan Allah’ın sıfatlarından gaybı bilme, yaratma, alemde tasarruf etme, hidayete erdirme ve saptırma gibi özelliklerin başka insanlara, tanrılara, melek, cin, şeytan ve sâireye atfını şirk olarak nitelendirirler.
Şirk koşmak, haksız yere adam öldürmek, intihar etmek, savaştan kaçmak, zina ve livata yapmak, sihir yapmak; Nass ile belirtilmiş büyük günahlara örnektir. Bu fiillerin içinde en sık zikredileni şirk koşmak yani İslam akidesinin temeli olan Allah’ın birliği kaidesine inanmamak, bunu reddetmek küfürdür.
İstishâbın orta ve ileri dönem Şâfiî usulünde önemli bir yer edinmesi, Hanefî ve Mâlikî mezheplerine oranla daha sıkça kullanılmış olması, onların istihsan ve istislâh karşısındaki tavırlarının ortaya çıkardığı boşluğu bu yöntemle doldurmayı istemiş olmalarıyla da alâkalı görünmektedir.
İstishab kısaca; geçmişte sabit olan bir hükmün, sonradan değiştiği bilinmiyorsa ve/veya değiştiğine dair bir delil bulunmuyorsa, aynı kalmasına hükmetmektir. Örneğin, tersi bir haber gelinceye kadar bir çiftin evliliklerinin devam ediyor kabul edilmesi gibi. Bu fer’i bir delildir.
Şu beş ilke istishab kuralından türetilmiştir: 1- “Şek ile yakîn zâil olmaz.” 2- “Bir şeyin bulunduğu hal üzere kalması asıldır.” 3- “Eşyada asıl olan mübah olmaktır.” 4- “Beraet-i zimmet asıldır.” 5- “Sıfat-ı ârızada asıl olan ademdir.”
İstishab*: Evvelce var olduğu sabit bir şeyi, aykırı delil bulunmadıkça sonra da var kabul etmektir. Örf* ve âdet: Akıl ve din yönünden iyi görülen, selim akıl sahipleri tarafından kötü karşılanmayan, halk tarafından alışkanlıkla gelen şey.
Şahit gösterme, şahitliğine başvurma, delil sayma, bir iddianın ispatı için delil ileri sürme. Şehit olma anlamında da kullanılır. “İstişhad için beni de celbettiler” sözünde şahid gösterme anlamında; “Hz.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…