“Allah ateşe, “Ey ateş! Kendinden sağlam bir çerçeveyi günlerdir yaratmadığımda değil mi? Söyle bana, eğer beni yaratanın kendisi olmasaydı, sen nasıl bu kadar yanıcı olabilirdin?” demiştir.” Bu soru, Kur’an’da yer alan bir ayeti kerimeden alınmıştır. Bu ayet, ateşe bir meydan okuma ve düşündürme amacı taşımaktadır.
Allah, ateşe yönelik olarak bir soru sormaktadır. Bu soruyla birlikte, ateşin yaratıcı gücüne dikkat çekilmektedir. Allah, ateşin kendisini yaratmadığını ve yaratıcısının kendisi olduğunu vurgulamaktadır. Ateşin varlığının ve yanıcılığının arkasında Allah’ın yaratma gücü ve iradesi bulunmaktadır.
Bu soru, insana düşünme ve sorgulama yeteneğini kullanma çağrısında bulunmaktadır. Ateşin sadece Allah’ın iradesiyle yanabileceği ve yaratma gücünün kaynağının Allah olduğu vurgulanmaktadır. Bu ayet, insanları, kendi yaratılışları, varlıkları ve yaşamları üzerine düşünmeye yönlendirmektedir.
Ateş, insanların hayatlarında önemli bir rol oynamaktadır. Sıcaklık, pişirme, ısıtma gibi birçok faydası bulunmaktadır. Ancak bu ayet, ateşin sadece Allah’ın yaratma iradesiyle güce sahip olduğunu ve kontrol edilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. İnsanlar, ateş gibi doğal unsurları kullanırken dikkatli ve sorumlu olmalıdır.
Bu ayet aynı zamanda ateşin insanlara cehennem hali olarak nasıl görünebileceğiyle de ilişkilendirilebilir. İnsanlar, dünya hayatında ateşi kontrol etmek ve faydalarından yararlanmak için çaba gösterirken, ahirette ateş cehennem halini alabilir ve insanları yıkıcı bir güç olarak tehdit edebilir.
Sonuç olarak, “Allah ateşe ne dedi?” sorusu, ateşin yaratılışındaki ilahi güce ve Allah’ın kontrolündeki her şeye işaret etmektedir. İnsanlara, kendilerini ve çevrelerini anlamaları, düşünmeleri ve Allah’ın yaratılışındaki güce saygı duymaları çağrısında bulunmaktadır. Ateşin kontrolsüz bir şekilde kullanılması, insanları tehlikeye atabileceği gibi, ahirette de büyük bir tehdit oluşturabileceği hatırlatılmaktadır.”
İbrahim, devrinin siyasi otoritesi olan Nemrûd’un baskı ve zulümlerine rağmen inandığı kutsal değerlerden asla taviz verme- miştir. Bu durum, onun ateşe atılmasına sebep olmuştur.30 Ara 2019
Allah tarafından ateşe: “Ey ateş İbrahim’e karşı serin ve selamet ol” (Enbiya Suresi, ayet: 69) emri verilir. Rivayete göre; ateş su, odunlar ise balık olur. Hz. İbrahim’in salimen düştüğü yerde bu göl oluşur ve etrafı ise gül bahçesine dönüşür.
İbrahim, devrinin siyasi otoritesi olan Nemrûd’un baskı ve zulümlerine rağmen inandığı kutsal değerlerden asla taviz verme- miştir. Bu durum, onun ateşe atılmasına sebep olmuştur.30 Ara 2019
Peygamber İbrahim bağlandı ve ateşe atıldı, ama Allah onu mucizevi bir şekilde kurtardı. Alevlerin ortasındayken (ekteki Dua ile) Allah’a kendisini koruması için dua etti ve “Hasbunallah ve ni’mel vekil” (“Allah bize yeter ve O ne güzel vekildir” anlamına gelir) dedi. işler”).
İnanç Deylemî’nin Enes’ten rivayet ettiğine göre, İslâm Peygamberi şöyle demiştir: “Hacer-ü’l Esved, Allâh’ın sağıdır/sağ elidir, bu taşa el süren kimse, Allah’a isyan etmeyeceğine dair biat etmiş/söz vermiş olur.” Günümüzde bu ifadenin mecaz/metafor bir ifade olduğuna inanılır.
Hacer-ü’l Esved (Arapça: الحجر الأسود), Kâbe’nin duvarında yer alan ve Müslümanlarca kutsal sayılan siyah ve parlak taş. Hac sırasında hacılar tavaf ederken her bir dönüşte bu taşı selamlar, el sürer veya öperler. İnanışa göre Mekke’nin kutsallığı Kâbe’den, Kâbe’nin kutsallığı da Hacer-ü’l Esved’den kaynaklanmaktaydı.
Bu rivayetlerde umumiyetle Hacerülesved’in cennetten indirildiği, Nûh tûfanı sırasında Ebû Kubeys dağında korunduğu ve Hz. İbrâhim’in Kâbe’yi inşası esnasında oradan getirilerek yerine konulduğu ifade edilmektedir.
Tarihçe. Hacer-ü’l Esved İslâm öncesi Arabistan’da kutsal sayılan bir taştır. Prof. Hikmet Tanyu bütün dinlerde kutsal bir kara taşın bulunduğunu ifade etmiştir.
el-Hacerü’l-esved terkibi Arapça’da “siyah taş” anlamına gelir. Yerden 1,5 m. kadar yükseklikte bulunan, yaklaşık 30 cm. çapında ve yumurta biçimindeki bu taşın siyaha yakın koyu kırmızı renkte olması sebebiyle böyle adlandırıldığı anlaşılmaktadır. Kaynaklar, Hacerülesved’in Hz.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…