Sözlükte şehevât “nefsin arzuları, tutku derecesindeki düşkünlükleri” anlamına gelir. Ayete metne bağlı kalınarak şöyle mâna vermek gerekir: “Kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, soylu ve özel yetiştirilmiş atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere aşırı sevgi besleme insanlara süslü gösterildi.”21 Kas 2019
Meselâ düşmana karşı cihad ederken ondan daha fazla direnmesini ve ona galip gelmesini istemektedir. Düşmanın ansızın saldırıp müslümanları gafil avlamasını ve onları imha etmesini önlemek için de sınır boylarında nöbet tutmaları ve düşmana karşı daima dikkatli olmaları uyarısında bulunmaktadır.
Doğuştan körleri ve cüzamlıları iyileştiririm. Allah’ın izniyle ölülere hayat veririm. Yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı size haber veririm. Eğer gerçekten inanmışsanız, bunda sizin için bir ibret [âyet] vardır.”
Âyette Hz. Muhammed’in fâni, İslâm’ın ise bâki olduğunu, bu sebeple, o ölse dahi müslümanların bunu sükûnetle karşılayıp dinlerine bağlı kalmaları, düşmanlarıyla sürdürdükleri savaşta sebat etmeleri gerektiği hatırlatılmaktadır. Müteakip âyetin sonundaki “Allah şükredenleri ödüllendirecektir” cümlesi buna işaret eder.
Bu söz Hz. Peygamber’le birlikte müslümanlara ulaştığında onlar, “Hasbünallahü ve ni’me’l-vekîl” (Allah bize yeter, O ne güzel vekildir) dediler. İşte bu olay üzerine inen bu âyet her türlü olumsuzluğa rağmen müslümanların Allah ve Resûlü’ne olan imanlarını, güvenlerini ve kararlılıklarını göstermektedir.
Siyâsî ve itikadî bir fırkanın adı olarak şöyle tanımlanabilir: “Mürcie, Hz. Osman ve Hz. Ali başta olmak üzere bütün büyük günah işleyenlerin durumlarını Allah’a bırakarak, onların cennetlik veya cehennemlik oldukları konusunda hiç bir fikir ortaya koymayan kimseler ve topluluklara verilen müşterek bir isimdir.
Hanefiyye’nin küçük oğlu ve devrinde Ehl-i beyt’in önde gelen âlimlerinden biri. Cehmiyye ile Mürcie’nin görüşlerini benimseyen kelâmcı ve Hanefî fakihi. Horasan’da Emevîler’e karşı başlatılan harekâtın liderlerinden.
Siyâsî ve itikadî bir fırkanın adı olarak şöyle tanımlanabilir: “Mürcie, Hz. Osman ve Hz. Ali başta olmak üzere bütün büyük günah işleyenlerin durumlarını Allah’a bırakarak, onların cennetlik veya cehennemlik oldukları konusunda hiç bir fikir ortaya koymayan kimseler ve topluluklara verilen müşterek bir isimdir.
Diğer bir ifadeyle Mürcie, Ehl-i Sünnet’in iki imamından birisi kabul edilen Mâ- turîdî tarafından savunulmasına rağmen, bazı alimler tarafından Ehl-i Sünnet dışı kabul edilmektedir. Bu sebeple, konunun ilk kaynaklara ini- lerek aydınlatılmasına ihtiyaç vardır.
Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu…
Türk Ticaret Kanunu'na göre tanım. İktisadi faaliyeti nakdi sermayeden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı…
Sözlükte “çağırmak, istemek, yardım etmek” anlamlarına gelmektedir. İslâmî bir terim olarak “Allah'ın yüceliği karşısında kulun…
Beyyine Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 98. suresidir ve Medine döneminde indirilmiştir. Surenin ismi olan "Beyyine" kelimesi,…
İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ö. 1137/1725) tasavvufî tefsiri.Ruhul Beyan Tefsiri Hangi yayınevi?Böylece Osmanlı Yayınları Tarafından Gül…
"Selam", Türkçede ve İslam kültüründe günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir selamlaşma ifadesidir. Kelimenin kökeni Arapça…